 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas No : 1996/6270
Karar No : 1996/9168
Tarih : 19.06.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Teşekkül oluşturacak şekilde silah ticari yapmaktan sanıklar Abdülbaki ve Hüseyin'in yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ve zoralıma dair Diyarbakır 2. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nden verilen 8.12.1995 gün ve 626 esas, 717 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olup, CMUK'nun 318. maddesi gereğince sanık Abdülbaki ve sanıklar vekillerince de duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C.Başsavcılığı'nın 24.4.1996 günlü bozma istekli tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, sanıklar ve vekillerine tebligat çıkarılmış, yapılan tebligata rağmen duruşmada vekille temsil edilmeyen tutuklu sanık Abdülbaku hakkındaki incelemenin duruşmasız, diğer sanık hakkındaki incelemin de duruşmalı olarak yapılmasına karar verilip açıklandıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Kabule göre, suç tarihi itibariyle temel ağır para cezalarınınve sanık hüseyin hakkında TCK'nun 81. maddesinin uygulanması sırasında ağır para cezasının eksik tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
1- Dosya içeriğinden; ilçede bazı kişilerin silah alıp sattığının öğrenilmesi üzerine görevlendirilen (x) ajanın sanık Abdülbaki ile temasa geçerek silah almak istediği, onun da 4-5 yıldır tanıdığı ve yörede silah satıcısı olarak bilinen sanık Hüseyin'i bularak (x) ajana satılmak üzere bir adet silah için 5.500.000 liraya pazarlık ettiği, bu paranın 500.000 liranın kendi kar payı olduğu, olay günü; sanıkların Hüsamettin'e ait elbise mağazasına giderek soyunma odasına girdikleri ve sanık Hüseyin'in üzerindeki tabancayı oraya bıraktığı, sanıkların oradan ayrıldığı ve daha sonra (x) ajan ile buluşan Abdülbaki'nin yeniden mağazaya gelip soyunma odasında bulunan silahı (x) ajana verirken olayın takibinde bulunan görevlilerce yapılan baskın sonucunda suça konu silahın ele geçtiği, sanık Hüseyin'in de kahvede otururken yakalandığı anlaşılmakla;
Teşekkül oluşturarak kaçakçılık suçlarının temel koşulu olan düşüncede birleşme ve örgütlenmenin, eylemde süreklilik sağlanması ile gerçekleşeceği aynı olayda bu durumu belirleyen kanıtların bulunmadığı, bir adet silah satmış olmaları, teşekkülün varlığının kabulüne yetmeyeceği gibi satıcı ile aracının birlikte olmalarının da topluluğu oluşturmayacağı, sanık Hüseyin'in olay içindeki davranış biçiminin kişisel gereksinime dayalı bireysel satış sayılamayacağı dosya içeriğinden belirlenen durumu da nazara alındığıda ticari amaca yönelik silah satma olarak kabul edilmesi gerektiği, sanık Abdülbaki'nin eyleminin de bu satışa aracılık etmek kapsamında kaldığı gözetilmeden sanıklar hakkında 6136 sayılı yasanın 12/1. madde ve fıkrası yerine yazılı şekilde aynı maddenin 3. fıkrası ile uygulama yapılması,
2- Sanık Abdülbaki hakkında TCK'nun 81. maddesi uygulanırken yanlış hesap sonucu ağır para cezasının fazla tayini,
3- Suça konu silahın 6136 sayılı yasanın 12/son madde ve fıkrası yerine, 13/son madde ve fıkrası uyarınca zoralımına karar verilmiş olması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve vekillerinin temyiz itirazlarıbu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 19.6.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.