 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas No: 1993/9098
Karar No: 1993/12520
Tarih: 09.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Basın yoluyla halkı sınıf ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmekten sanık Haydar Üç'ün yapılan yargılanması sonunda; 5680 sayılı kanunun 16/4. maddesi delaletiyle TCK.nun 312/2, 311/2, 59/son maddeleri ayarınca 1 yıl 8 ay hapis, 166.666 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ve suça konu kitabın zoralamına dair (İSTANBUL) 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 5.8.1993 gün ve 413 esas, 158 karar sayılı hükmün süresi içinde yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 30.9.1993 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Kabul ve uygulamaya göre: yayınlanan kitapla işlenen halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmekten suçunda, cezanın TCK.nun 312/son maddesiyle artırılmasında yasaya aykarı bir yön görülmediğinden tebliğnamenin 1. bendindeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Ancak,
1) Yayıncısı sanık bulunan "devrimin mantığı ve iktidar sorunu" adlı kitabın dava konusu yapılan "Türkiye'de devrimin yolu ve silahlı mücadele" başlıklı 6. bölümünde yer alan;
"Kürdistan'da sınıfsal baskı ve sömürünün yanında, ulusal baskı katmerlimücadeleyi ulusal temelde yükseltiyor boyutlandırıyordu..."
"... Eğer doğru taktikler istenseydi yalnız PKK değil, Türkiye'nin bazı bölgelerince de benzer çıkışlar yapılabilirdi..."
"Kürdistan ve Türkiye'nin yeri kırsal alanlarında, gerilla vasıtasıyla merkezi otoritenin denetimi önemli ölçüde zayıflatılabilir. Nitekim bugün yaşanan pratik bunu gösteriyor, kanıtlıyor... Kürdistan'da gerilla savaşının yarattığı siyasi iklimin toplumu etkilediği herkesçe görülüyor"
"... Kürdistan ulusal harekatı mücadelesiyle duygusallık bağı çinde egemen sınıf iktisadını tehdit edebilecek aşamalara varacaktır."
"... Bugün Kürdistana silahlı mücadelenin esas mücadele biçimi olduğu rahatlıkla söylenebilir ve uygun bir tesbittir..."
"... Silahlı mücedele esastır denir. Örneğin bugün Peru, Filipinler, Kürdistan veb, ülkelerde mücadelede esas olan silahlı mücadeledir... Biz her devrimci uğraş ve savaşa saygı, duyuyoruz..." ve benzeri ibareleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan propagandayı içerdiği gözetilmeden sanığın, eserin yazarının belli olmaması halinde sayılı yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasıyla yasanın belli olması halinde ise mevkute sorumlu müdürü gibi 3. fıkrasının son hükmü uyarınca cezalandırılması gerekirken, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nun 312/2-son maddesiyle hüküm tesisi,
2) Kabul ve uygulamaya göre; Sanığın 5880 sayılı basın Kanunun değişik 16/2. maddesi uyarınca eserin yazarı ile ilgili olarak yaptığı açıklamanın doğruluğu araştırılmadan, yazar gibi sorumlu tutulmak suretiyle ceza tayini,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden dolayı ve kazanılmış hak saklı kalmak üzere kısmen istem gibi (BOZULMASINA, 9.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.