 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1990/4213
K: 1990/5241
T: 30.5.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3091/m.12, 15
765/m.59
3091 sayılı Kanuna aykırılıktan sanıklar İbrahim, Nuriye Ve İhsan'ın yapılan yargılamaları sonunda; sanıklar İbrahim ve Nuriye'nin beraatlerine, sanık İhsan'ın 2253 sayılı Yasanın 3412 sayılı Yasa ile değişik 6 ve 7. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine dair, ( Çaykara Sulh Ceza Mahkemesi )nden verilen 13.11.1989 gün ve 110 esas, 95 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 10.5.1990 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR :
Sanık İhsan hakkında verilmiş bulunan görevsizlik kararının temyiz olanağı bulunmayıp itirazı kabil kararlardan olduğundan, bu sanığa yönelik temyiz itirazlarının CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine.
Sanıklar, İbrahim ve Nuriye ile ilgili temyize gelme;
Sanıklar İbrahim ve Nuriye'nin aksine mahkemeden bir hüküm alınmadığından, hukuken geçerliliğini koruyan Çaykara Kaymakamlığı'nın 8.9.1976 tarih ve 23 sayılı, 5917 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen kararının infazından sonra, tekrar tecavüz etmiş olmaları nedeniyle anılan Kanunun 7/2. maddesi gereğince cezalandırıldıkları ve bu kararın 6. Ceza Dairesi'nce onanmak suretiyle kesinleştiği, sanıkların 28.8.1985 tarihinde 3091 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu tarihte tekrar aynı gayrimenkule girdikleri iddiasıyla müştekinin doğrudan C. Savcılığına müracaatı üzerine, 25.9.1985 tarihli iddianame ile bu Kanunun 15/a maddesi ile cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı ve sonuçta sanıkların beraatine ilişkin olarak kurulan hükmün, katılanın temyizi üzerine dairemizin 23.2.1988 günlü ilamıyla 3091 sayılı Yasanın 12. maddesine uygun işlem yapılmamış olması nedeniyle hükmün bozulduğu, dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
3091 sayılı Kanun, 5917 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran ve o kanunda mevcut eksiklikleri gideren ve 5917 sayılı Kanunun 7. maddesinde olduğu gibi idarece zilyetliğin korunması amacıyla verilen ve mahallinde infazından sonra üstün hakkı hakkında yetkili mahkemeden karar almadan veya idari kararı iptal ettirmeden, aynı yere yeniden girilmesi halinde kişinin cezalandırılmasını öngören bir yasa olmasına, idari kararların sürekliliği ilkesi karşısında 5917 sayılı Kanuna göre verilmiş ve itirazı yapılmış bir karara aykırı olarak 3091 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki tecavüzün de bu Kanunun 15. maddesine göre suç teşkil etmesine, ancak uyulan bozma ilamında belirlendiği gibi yargılamanın yürütülebilmesi için bu Kanunun 12. maddesi gereğince idarece tekrar men kararı verilip işin mahkemeye intikal ettirilmesinin gerekmesine, nitekim bu noksanlığın bozmadan sonra Çaykara Kaymakamlığı'nca 20.9.1988 tarihli kararla giderilmiş olmasına, kararda C. Savcılığınca açılan davadaki suç tarihi yerine yanlışlıkla başka tarih gösterilmiş olmasının sonuca etkili olamamasına, 5917 ve 3091 sayılı Kanuna aykırılık suçunun oluşmasına vücut veren temel teşkil eden ilk men kararının gerekçelere uygun olup olmadığının araştırılmasının mahkemenin görevi dışında bulunmasına, bu karar iptal edilmeden veya bu karar aleyhine yetkili hukuk mahkemesinden karar alınmadan hukuki kesintiden sonra her tecavüzün ayrı ayrı suç teşkil edeceği, suça konu yerin sanıkların tapulu yeri olmasının ancak sanıklar yararına TCK.nun 59. maddesinin tatbikini gerektireceği, 3091 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince idarenin yeniden karar vermesi ve soruşturma yapmasının davanın yürütülme koşulu olduğu suçun oluşması ile ilgili olmadığı gibi, ilk kararın infazından sonraki tecavüzün varlığı hakkındaki kanıtların değerlendirilmesinin de tamamen hakimin takdirine mevdu olduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ile kanıtlar toplanmadan yalnız keşif ile yetinilerek karar verilmiş olması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş Müdahil Vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), 30.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.