 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1989/7448
K: 1989/9772
T: 22.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 6136 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanıklar Y.B., S.B. ve H.B.'nin yapılan yargılanmaları sonunda; 6136 Sayılı Kanunun 12/2, TCK.nun 59 ncu maddeleri gereğince 6 şar yıl 8 er ay ağır hapis, 62.500 er lira ağır para cezası ile hükümlülüklerine ve suç aletlerinin zoralımına dair .. Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 24.7.1989 gün ve 65 esas, 73 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca sanıklar, vekilleri ve sanık H.B. tarafından temyiz edilmiş, yapılan inceleme sonunda gereği düşünülmüştür.
2249 sayılı yasa ile değişik 6136 sayılı yasanın 12. maddesi uygulanmış olmasına göre yürürlük tarihi itibariyle maddede yazılı para cezasının 3506 sayılı yasa ile Ceza Kanununa eklenen Ek 1/b-6 madde ve bendi uyarınca 6 misli artırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurularak noksan ağır para cezası tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Oluşa ve dosya içindeki kanıtlara göre sanıklardan H.B.'nin silah ticaretiyle uğraştığının haber alınması üzerine mahalli emniyetçe polis memuru Ç.D.'nin S. adıyla ajan olarak devreye sokulup olayın tahkikine girişildiği, vaki irtibat sonucu H.'nin bir kaç gün sonra diğer sanık Y.'den temin ettiği bir adet tabancayı ajana sattığı, keza yine bir müddet sonrada talep üzerine bu kez kendisine ait bir tabancayıda yine ajan olarak görevlendirilen aynı memura sattığı, alım satım sırasında yanlarına gelen diğer sanıklar S. ve Y.'nin evlerinde yapılan aramada tutanakta belirtildiği gibi Y.'de bir tabanca, S.'de ise aynı çaplı 5 adet mermi ele geçirildiği, sanıkların daha önceki tarihlerde bu yolda satış yaptıklarına dair herhangi bir belge ve belgenin bulunmadığı olayın bundan ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Dairemizde geliştirilen ve Yüksek Ceza Genel Kuruluncada kabul edilen görüş doğrultusunda 6136 Sayılı yasanın 12. maddesinin uygulanabilmesi için sanıkların silah ticaretine ve yayılmasına yönelik bir uğraş ve amaç içinde bulunmaları, aksi halde biçimsel bir tehlike öğesi olan silah satışının yasada öngörülen önem, tehlike ve yaptırım sıralamasında kaçakçılık suçu olarak değerlendirilmesinin haklı ve adil olamıyacağı düşüncesi karşısında;
1 - Sanıklardan H.B.'nin olay içindeki faaliyeti, özellikle ajan kamu tanığı Ç.D.'nin aşamalarda bu sanıkla ilgili anlatımları dikkate alındığında silah ticareti ve yayılmasına yönelik eylemlerde bulunan ve bu amaçla 2 silah sattığı kanıtlnan bu sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması,
2 - Elde edilen silahın adet ve niteliğine, aksi sabit olmayan savunmalara göre kendisine ait iki tabancadan birini H.B. vasıtası ile satan biride arama sonucu elde edilen, sanık Y.'nin eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesine uyduğu keza yasanın amaçladığı biçimde topluluk oluşturduklarına dair hakkında yeterli kanıt bulunmayan diğer sanık S.'nin eyleminin de aynı maddenin son fıkrasına uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanıklar ve vekillerinin sözlü ve yazılı temyiz itirazları ile keza sanık Y. vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, Bozma nedenine göre sanıklardan S.B. hakkındaki gıyabi tevkif müzekkeresinin geri alınmasına şayet infaza başlanmışsa sanığın tahliyesine başka suçtan tutuklu ve hükümlü değilse telle salıverilmesinin temyiz yönünden C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 22.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.