 |
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1989/11183
K: 1990/1488
T: 14.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kasten sünkaya mahsus binayı yakmaktan sanık Osman'ın yapılan yargılanması sonunda TCK.nun 370, 411, 59. maddeleri gereğince 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair Denizli 2. Ağır Ceza mahkemesinden verilen 9.11.1989 gün ve 163 esas 206 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca CMUK.nun 318. maddesi gereğince sanık ve vekili tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C. Başsavcılığından 28.12.1989 günlü tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş olup, yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü :
KARAR : Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine ancak TCK.nun 2. kitap 7. bab, 1. fasılda yer alan ve en son 23.6.1936 tarihinde yürürlüğe giren 3038 sayılı kanunla değiştirilen kasten yangın çıkarma suçlarında öngörülen ağırlığı dikkate alınarak yakılan bina veya mahsulatın suç tarihindeki değerine göre uygulama yapılırken saptanan kıymet ve değere göre cezanın indirilmesi veya artırılmasını gerektiren durumlarda TCK.nun 522. maddesinden farklı bir yaklaşımla olaya bakılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Zira günün ekonomik koşullarına göre en basit bir gecekondu giyatının 15-20 milyondan az olmadığı normal bir apartman dairesinin boya ve badana işlerinin ancak 2-3 milyon liraya yaptırılabilindiği bir dönemde kasten bina yakan bir sanığa TCK.nun 370 mi, yoksa 371. maddesinin mi tatbiki gerektiği konusunda eyleme uygun düşen ceza tayini ve bunun hak ve nesafete uygun adil olması ilkesi üzerinde titizlikle durulması gerekir.
Fiilin işleniş özelliğine nedenine ve sanığın kişiliğine göre TCK.nun 371. maddesinde yazılı cezanın alt ve üst sınırları arasında bir ceza tayin ve takdir edilmesinin mümkün olduğu kuşkusuzdur.
Dairemizin 27.1.1989 gün 1988/10129 esas ve 1989/640 karar sayılı ilamında da değinildiği gibi kasten bina yakmak suçlarında yakılan binanın suç tarihindeki rayiç değerinin tesbitine ilişkin bilirkişi düşüncesinin uygulanma yönünden değerlendirilmesi yargılamayı yapan mahkemece ait isede yukarıda değinilen düşüncelerin dışında ülke genelinde uygulamada birlik ve süreklilik sağlamak amacıyla 1989 yılı için 10 milyon liraya geçmeyen ve 1990 yılı içinde 20 milyon lirayı geçmeyen değerlerin kıymetçe az sayılması dairemizse ilke olarak benimsendiğinden sanığın yaktığı binanın değerininde 9.336.600 lira olduğu tesbit edilmekle hakkında TCK.nun 371. maddesi yerine yazılı şeilde 370. madde ile uygulama yapılarak sanığa fazla ceza tayin edilmiş olması.
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin yazılı ve sözlü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA bozma nedenine ve tutukluluk tarihine göre ileride mağduriyetine mahal kalmamak üzere sanığın salıverilmesine başka sebeple hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde tahliyesinin sağlanması için C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 14.2.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.