Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 2005/3814
K: 2005/3915
T: 12.12.2005
  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


İçtihat Özeti: Dosyaya getirilen sicilde 214 payı bulunan paydaşın 1970 tarihinde vefat ettiği, bu paydasın payının 20 yılı aşkın süre ile intikal görmediği, kadastro tesbitinin 2003 yılında yapıldığı ve taşınmaz üzerinde davalıların zilyet ol-duğ davacı tarafın zilyet bulunmadığı, tarafların birbiri karşısında 3. kişi durumunda oldukları dikkate alındığında, davacının tutunduğu pay tapu kaydının hukuksal değerini yitirdiğinin kabulü gereker. Bu durumda somut olayda davalılar lehine 3402 sayılı Kanunun 13/B-c maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13,14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı Murat tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 104 ada 9 parsel sayılı 211.22 m2 yüzölçümündeki taşınmaz satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı Nurcan adına tesbit edilmiştir. Davacı Murat tapu kaydına, tapu dışı satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın miras bırakan Hasan mirasçıları adına payları oranında tescili istemiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi hükmü uyarınca dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın tesbit gibi davalı Nurcan adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Murat tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilebilmesi için, davacı tarafın gerekli giderleri mahkeme veznesine depo etmediği bu nedenle davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının taşınmaza uygulanmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde, tesbit gününde adına tescile karar verilen zilyet davalı taraf yararına, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf miras bırakanı Hasan'ın 2/4 oranında paydaşı olduğu, 28.1.1956 tarih 16 sayılı tapu kaydına dayanmıştır. İddianın öne sürülüş biçimi, davalı tarafın savunması dikkate alındığında, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydında paydaş gözüken Hasan ile akdi irsi ilişkisi belirlendiğine göre, tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren, tüm tedavülleriyle birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden getirtilerek yerine uygulanması zorunludur. Mahkemece tapu kaydının oluştuğu gün dikkate alınarak eski Türkçe kayıt olduğu saptanan tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden getirtiiebilmesi için kayda dayanan davacı tarafa gerekli giderleri yatırması için usulün 163 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca makul bir önel verilmesi, verilen makul önel içerisinde gerekli giderleri davacı taraf yatırmadığı takdirde yeniden ve kendiliğinden kesin önel olacak şekilde makul bir önel daha verilmeli, davacı gerekli giderleri yatırmadığı takdirde sonuçlarının hazır ise kendisine hatırlatılması, aksi halde bu konuda oluşturulan gerekçeli ve kapsamlı ara kararının davacıya 7201 sayılı Yasa ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun biçimde meşruhatlı davetiye ile tebliği gerekirken bu olguların mahkemece gözardı edilmiş olması isabetsizdir. Hal böyle olunca yerel mahkemenin gerekçesinde bir isabet bulunmadığı kuşkusuzdur. Nevarki, dosyaya getirtilen 28.1.1956 tarih 16 sayılı sicilde 2/4 payı bulunan paydaş Hasan'ın 1970 tarihinde vefat ettiği, Hasan payının 20 yılı aşkın süre ile intikal görmediği, kadastro tesbitinin 2003 yılında yapıldığı ve taşınmaz üzerinde davalıların zilyet olduğu, davacı tarafın zilyet bulunmadığı, tarafların birbiri karşısında 3 kişi durumunda oldukları dikkate alındığında, davacının tutunduğu pay tapu kaydının hukuksal değerini yitirdiğinin kabulü gerekir. Daha açık bir anlatımla, somut olayda davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddesi hükmünde öngörülen koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı Murat'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile gerekçesinde isabet olmayan sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 12.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini