 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 2005/1100
K: 2005/1327
T: 26.4.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA DİLEKÇESİNİN UNSURLARI
İçtihat Özeti: Kadastro davaları hakları çatışanlar arasında görüldüğü için davacının dava dilekçesinde hasım göstermesi zorunludur. Islah yoluyla da hasım değiştirilmesi olanaksızdır.
(1086 s. HUMK. m. 179)
(3402 s. Kadastro K. m. 41)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi Kadastro Müdürlüğünü temsilen hazine vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 181 ada 57 parsel sayılı taşınmaz, tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak davacı Servet adına 24.10.2001 gününde tesbit edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun konuyu düzenleyen kurallarının ışığı altında somut olaya bakıldığında; Taşınmazın 30 günlük askı ilanı 9.7.2003-7.8.2003 günleri arasında yapılmıştır. Dava, Kadastro Mahkemesine 8.8.2003 gününde açılmıştır. Hal böyle olunca, davanın 30 günlük askı ilan süresinin dolumundan sonra açıldığı, tesbitin kesinleştiği, açılan davanın kesinleşen kadastroya karşı açılmış dava niteliğinde olduğu bu nitelikteki davaların Kadastro Mahkemesinde görülmesinin olanaksız Genel Mahkeme görülmesinin zorunlu olduğu, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği kuşkusuzdur.
Nevarki, dava dilekçesinin ne biçimde düzenleneceği usulün 179. maddesi hükmünde duraksamasız açıklanmıştır. 8.8.2003 günlü dilekçe yöntemine uygun şekilde düzenlenmemiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre kadastro davaları lehine tesbit veya kadastro komisyonunca tescile karar verilen gerçek yada tüzel kişiler arasında görülür. Daha açık bir anlatımla kadastro davaları hakları çatışanlar arasında görülür. Bu olgular karşısında dava dilekçesinde davacının hasım göstermesi zorunludur. Dilekçede hasım gösterilmemiştir. Az yukarıda vurgulandığı üzere taşınmaz davacı adına tesbit edilmiştir. Kural olarak, ıslah yoluyla da hasım değiştirilmesi olanaksızdır. Gerçekten duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere ve dosya içeriğine göre yargılama sırasında Kadastro Müdürlüğüne dava dilekçesinin tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Dilekçe içeriği ile az yukarıda saptanan maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, davacının isteği 181 ada 57 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın tesbit tutanağında cinsinin "ahır" olarak belirtildiğini, ev ve tarla olarak türünün değiştirilmesini istediği açıktır. Hal böyle olunca, davacının verdiği dilekçenin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi hükmünde tanımlamasını bulan vasıf değişikliğine yönelik olduğu, Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltileceği tartışmasızdır. Kuşkusuz, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesinde Kadastro Müdürlüğünce gerekli düzeltmelerin resen yapılacağı, yapılan düzeltmelerin taşınmaz malikleri ve diğer hak sahiplerine tebliğ edileceği, tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde düzeltmenin kaldırılması yolunda Sulh Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde yapılan düzeltmenin kesinleşeceği duraksamasız açıklanmıştır.
O halde davacının istemini içeren dilekçenin, yanlış merciye verilen dilekçe olarak nitelenmesi zorunludur. Gerçekten bu olgu dava ekonomisine de uygundur.
Mahkemece bu olgular dikkate olanarak tutanak ve eki belgelerin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.