Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 2004/3664
K: 2004/4215
T: 22.11.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
  • MALİKHANESİNİN BOŞ BIRAKILARAK TESBİTİN YAPILMASI
  • DAVA DOSYASININ YENİLENİNCEYE KADAR İŞLEMDEN KALDIRILMASI
  • UYUŞMAZLIĞIN 3402 SAYILI KADASTRO KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE ÇÖZÜMLENMELİ
  • DELİLLER VE HAKİMİN TAKDİRİ
İçtihat Özeti: Kadastro tesbitinin yapıldığı günde 2613 sayılı Yasa hükümleri yürürlüktedir. 11.10.1987 gününde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu 2613 ve 766 sayılı Yasaları yürürlükten kaldırmıştır. Açıklanan hukuksal olgular dikkate alındığında uyuşmazlığın kadastro mahkemesince çözümlenmeli, 2613 sayılı Yasa uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava birleştirilmen, tesbitin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 10. maddeleri hükmü uyarınca yapıldığı, bu nedenle somut olayda aynı Yasanın 30/2. maddesi hükmü uygulanmalı, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda deliller toplanarak sonucuna uygun bir şekilde karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 5, 10, 30/2)
(1086 s. HUMK. m. 45, 409)
(2613 s. KTTK. m.)
(766 s. Tapulama K. m.)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 3 ada, 41 parsel sayılı 659.745 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, dayanılan birden fazla tapu kayıtlarının kapsamında kaldığından söz edilerek, maliki mahkemece belirlenmek üzere malikhanesi boş bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Daha sonra tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmıştır. Tarafların davayı takip etmedikleri neden gösterilerek mahkemece HUMK.nun 409. maddesi hükmü gereğince dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine, hasım göstermeksizin dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye kaldığını öne sürerek Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dâva ve temyize konu 3 ada, 41 parsel sayılı taşınmaz 26.10.1950 tarihinde, o günde yürürlükte bulunan 2613 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tutanağında belirtilen hukuksal neden gösterilerek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiğinden söz edilerek, bir başka deyişle, malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Daha sonra tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece usulün 409. maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiştir. Davacı Hazine hasım göstermeksizin, dava konusu taşınmazın kanunları uyarınca kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş isede, iddia ve savunmaya, az yukarıda saptanan hukuksal olgulara, duruşmaya tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, çekişmeli taşınmazın tesbit tutanağı içeriğine, dava Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı dikkate alındığında yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Kadastro tesbitinin yapıldığı günde 2613 sayılı Yasa hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. 11.10.1987 gününde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu 2613 ve 766 sayılı Yasaları yürürlükten kaldırmıştır. Hal böyle olunca yanlar arasındaki uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulaması yoluyla çözümleneceği tartışmasızdır. Bu durumda dava konusu taşınmazın tesbitinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 10. maddeleri hükmü uyarınca yapıldığının kabulü gerekir. Davacı Hazinenin 15.7.2000 günlü dava dilekçesinde hasım göstermemiş olması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca Asliye Hukuk Mahkemesine, Şehir Kadastrosu Mahkemesi sıfatı ile açılan dava hakkında usulün 409. maddesi hükmü uyarınca oluşturulan hükümde bir isabet bulunmadığının kabulü gerekir. Açıklanan hukuksal olgular dikkate alındığında uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde çözümlenmesi zorunludur. Görev kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. O halde yanlar arasındaki uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesince çözümleneceği gözönüne alınmalı, Hazinenin hasım göstermeksizin açtığı katılma niteliğindeki dava ile o günde yürürlükte bulunan 2613 sayılı Yasa uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca birleştirilmen, tesbitin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 10. maddeleri hükmü uyarınca yapıldığı, bu nedenle somut olayda aynı Yasanın 30/2 maddesi hükmünün uygulama olanağı bulunduğu da dikkate alınmalı, taraflardan iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 22.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini