 |
T.C
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/3795
K: 2004/180
T: 27.01.2004 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KEŞİF
KESİN SÜRE
DELİLDEN VAZGEÇMİŞ SAYILMA
ÖZETİ: Davacı tarafın yapılması muhtemel ikinci keşfin giderlerini kendisine verilen kesin süre içerisinde yatırmaması halinde mahkemenin mevcut delil durumuna göre ve evvelce yaptığı keşfe göre karar vermesi zorunludur. Bu halde mahkeme Kadastro Kanunu'nun 36. maddesini hükmüne dayanak yapamaz.
3402 s. KadastroK/36
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamalan dinlendi", gereği görüşüldü:
Davacıların temyizi 442 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yöneliktir. Mahkemece davacı tarafın kendisine verilen kesin önel içerisinde keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmediği gerekçe gösterilerek 3402 sayılı yasanın 36. maddesi hükmü esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Somut olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Daha önce iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi bakımından taşınmaz başında keşif yapıldığı dosya içeriği ile belirlenmiştir. Mahkemece bu keşif yetersiz görüldüğü takdirde kuşkusuz ikinci kez keşif yapılabilir. Davacı taraf yapılması muhtemel ikinci keşfin giderlerini kendisine verilen kesin süre içerisinde yatırmamıştır. Hâl böyle olunca yerel mahkemenin mevcut delil durumuna göre ve evvelce yaptığı keşfe göre karar vermesi zorunludur. Daha açık bir anlatımla hükmüne 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi hükmünü dayanak yapamaz. Mahkemece bu olguların gözardı edilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de davanın reddine karar verildiği halde taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi hükmü uyarınca mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken türü itibari ile tescile tabi olmayan ve mera olarak sınırlandırılmak suretiyle tesbit gören taşınmazın "tesbit gibi tescile" karar verilmesi dahi isabetsiz davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA , 27.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kadastro sırasında 174 ada 4 parsel sayılı 0261.09m2 ve aynı ada 14 parsel sayılı 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırlan dışına çıkartılan yerlerden oldukları ve orman vasfını kaybettikleri andan beri 4 parselin A.A., 14 parselin de S.A. zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece 3402 sayılı yasanın 28/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, taşınmazların tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıya 3402 sayılı K.K.nun 28. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde davetiye tebliğ edilmesine rağmen delillerini bildirmediğinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı dilekçesinde delil olarak bilirkişi incelemesi, tanık, keşif ve her türlü delile dayandığını açıklamıştır. Mahkemece yapılacak iş davalının göstereceği delillerin toplanmasından ibarettir. Açıklanan nedenlerle taraflara yerel bilirkişi adaylarını ve tanıklannı liste halinde bildirmeleri için makul bir önel verilmeli, gerektiğinde taşınmaz başında keşif yapılmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
|