 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 2003/293
K: 2003/83
T: 18.03.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay' ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu.
Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava ve temyiz konusu 491 ada 16 parsel sayılı 135.38 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Tablacıoğlu damadı Hasan adına aynı ada 17 parsel sayılı 83.05 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Tablacıoğlu kızı Safıye adına tapu kaydına dayanılarak tespit edilmiştir. Davacı M.O. satın alma ve zilyetliğe dayanarak 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazın 19 parsel sayılı
taşınmazla birleştirilerek adına tespiti için dava açmıştır. mahkemece ölü hakkında dava açılamayacağından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı M.O. mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma sonuca varmaya yeterli olmadığı gibi sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun hükümlerine de uygun değildir. Dava konusu taşınmazların tespitleri Hasan ve Safıye adına yapılmış, bu kişiler davalı olarak gösterilmiş, adlarına çıkarılan davetiyeler tebliğ edilmeksizin gelmiştir. Ancak ölü oldukları tam olarak araştırılmamış, ölüm kayıtları getirtilmemiş, davacının beyanı ile yetinilmiştir. Eksik soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde davalı tespit maliklerinin ölüm kayıtları
getirtilmeli, gerçekten ölü oldukları saptandığı takdirde mirasçıları belirlenerek davaya katılmalıdır. Zira sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun 29/2 maddesine göre dava sırasında davalının daha önceden öldüğünün anlaşılması halinde davaya mirasçıları aleyhine devam olunacağı yazılıdır. Bu hüküm eldeki davalarda uygulanır. Bu nedenle davalıların ölü oldukları saptandığı takdirde mirasçıları çağrılmalı, ,savunma ve delilleri toplanmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklandığı şekilde işlem yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile
hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, 18.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.