Hukuki.NET

T.C. YARGITAY 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1798 K: 2003/2365 T: 15.9.2003
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
  • DAVA LİSTESİ VE DİĞER
    BELGELERİN ALINMASI
  • KADASTRO TUTANAKLARININ
    KESİNLEŞMESİ VE HAK DÜŞÜRÜCÜ
    SÜRE
  • TAŞINMAZIN TESCİLİ
İçtihat Özeti:
Askı ilan süresi içerisinde davalı
Mustafa'nın itirazı kabul edilerek adına tesbit
ve tescil edilmişse de; adı geçenin tesbit
gününden önce öldüğü anlaşıldığından itirazı
geçersiz olduğu gibi, kesinleşen tesbite karşı;
komisyon kararının yasal bir dayanağı da
yoktur. Ancak; davalı Mustafa mirasçılarının 10
yıllık hak düşürücü süre içinde daya açma
hakları saklıdır.
Hal böyle olunca; davanın kabulü ile
taşınmazın davacı hazine adına tesciline karar
verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 5,12)
Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali
istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar davacı hazine
tarafından incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin süresinde
olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu.
Gereği görüşüldü;
Kadastro sırasında 113 ada 116 parsel sayılı 12350,38 m
2
yüzölçümün-deki taşınmaz 4753 sayılı Yasa uyarınca oluşturulan
tapu kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiş, askı ilanı
öncesinde Mustafa'nın itirazı kabul edilerek emlak vergi beyanına
satın alma yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine
dayanılarak komisyonca Mustafa adına tespit değiştirilmiş askı
ilanı içinde itiraz edilmeyerek tespit kesinleşmiş ve Mustafa adına
tapuya tescil edilmiştir. Davacı hazine Mustafa'nın tespit öncesi
öldüğünü bu nedenle itiraz dilekçesi ve komisyon kararının
geçersiz olduğunu taşınmazın sınırında mera bulunduğundan
zilyetlikle kazanılamayacağını öne sürerek dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı hazine
tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 113 ada 116 parsel sayılı taşınmaz 4753 ve
5618 sayılı Yasalar uyarınca davacı hazine adına oluşturulan tapu
kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiştir. Taşınmazın
askı ilanı ise 8.6.2000-10.7.2000 tarihleri arasında yapılmıştır.
Askı ilan süresi içerisinde Mustafa'nın itirazı kadastro
komisyonunca kabul edilerek çekişmeli taşınmaz Mustafa adına
tespit ve tescil edilmiştir. Getirtilen nüfus kayıt örneklerine göre
Mustafa'nın tespit gününden önce 20.3.1978 tarihinde kayden
vefat ettiği belirlenmiştir. Hal böyle olunca taşınmazın tesbitine
askı ilan süresi içerisinde Mustafa'nın itiraz etmesi hukuken ve
madden olanaksızdır. Bu durumda Mustafa ve mirasçıları
yönünden geçerli bir itiraz olmadığından tesbit kesinleşmiştir.
Kesinleşen tesbite karşı kadastro komisyonunca oluşturulan
komisyon kararının da yasal bir dayanağı ve geçerliliği
bulunmamaktadır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazın
hazine adına yapılan tesbitinin kesinleştiğinin kabulü gerekir.
Kuşkusuz 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi
hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde
Mustafa mirasçılarının dava açma hakları saklıdır. Mahkemece bu
olgular dikkate alınarak davanın kabulüne, taşınmazın davacı
hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin
takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması
isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden
kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 15.9.2003 gününde
oybirliği ile karar verildi.
Kadastro sırasında 113 ada 116 parsel sayılı 12350,38 m
2
yüzölçümün-" deki taşınmaz 4753 sayılı Yasa uyarınca
oluşturulan tapu kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiş,
askı ilanı öncesinde Mustafa'nın itirazı kabul edilerek emlak vergi
beyanına satın alma yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı
zilyetliğine dayanılarak komisyonca Mustafa adına tespit
değiştirilmiş askı ilanı içinde itiraz edilmeyerek tespit kesinleşmiş
ve Mustafa adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı hazine
Mustafa'nın tespit öncesi öldüğünü bu nedenle itiraz dilekçesi ve
komisyon kararının geçersiz olduğunu taşınmazın sınırında mera
bulunduğundan zilyetlikle kazanılamayacağını öne sürerek dava
açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm
davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 113 ada 116 parsel sayılı taşınmaz 4753 ve
5618 sayılı Yasalar uyarınca davacı hazine adına oluşturulan tapu
kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiştir. Taşınmazın
askı ilanı ise 8.6.2000-10.7.2000 tarihleri arasında yapılmıştır.
Askı ilan süresi içerisinde Mustafa'nın itirazı kadastro
komisyonunca kabul edilerek çekişmeli taşınmaz Mustafa adına
tespit ve tescil edilmiştir. Getirtilen nüfus kayıt örneklerine göre
Mustafa'nın tespit gününden önce 20.3,1978 tarihinde kayden
vefat ettiği belirlenmiştir. Hal böyle olunca taşınmazın tesbitine
askı ilan süresi içerisinde Mustafa'nın itiraz etmesi hukuken ve
madden olanaksızdır. Bu durumda Mustafa ve mirasçıları
yönünden geçerli bir itiraz olmadığından tesbit kesinleşmiştir.
Kesinleşen tesbite karşı kadastro komisyonunca oluşturulan
komisyon kararının da yasal bir dayanağı ve geçerliliği
bulunmamaktadır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazın
hazine adına yapılan tesbitinin kesinleştiğinin kabulü gerekir.
Kuşkusuz 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi
hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde
Mustafa mirasçılarının dava açma hakları saklıdır. Mahkemece bu
olgular dikkate alınarak davanın kabulüne, taşınmazın davacı
hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin
takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması
isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden
kabulü ile hükmün
(BOZULMASINA)
, 15.9.2003 gününde
oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini