 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 2003/1524
K: 2003/1996
T: 10.6.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
- 20 YILLIK KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
- ZİL YETLİGİ
- GERÇEK KİŞİLERLE; KÖY TÜZEL KİŞİLİGİ VE BELEDİYELER ZİL YETLİKLE TAŞINMAZ EDİNEBİLİR
- DAVANIN REDDİ
İçtihat Özeti: Medeni Kanunun zilyetlik hükümlerine göre tapu kütüğünde kayıth olmayan bir taşınmazın davasız ve aralıksız olarak 20 yıllık süre ile ve malik sıfatı ile zilyediğinde bulunan kişi tescil talebinde bulunabilir.
Tüzel kişilerin zilyedikle mülk edinmesini kabul etmemiştir. Bu ilkenin iki istisnasından biri köy tüzel kişiliği, diğeri de belediyelerdir. Bunlar zilyedikle taşınmaz edinebilirlerse de Orman idaresi edinemez.
Bu nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazIarının kabulü ile Onnan Genel Müdürlüğünün açtığı tescil davasının reddine karar verilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 639)
(4721 s. MK. K. m. 713) (3402 s. Kadastra K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadı:ıki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü;
Kadastro sırasında 150 ada 14 parsel sayılı 12716,20 m2, 151 ada 2 parsel sayılı 24816,37 m2, 152 ada 10 parsel sayılı 27482,74 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup 45 yıldır açık orman deposu olarak kullanıldığından söz edilerek davalı hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Orman Genel Müdürlüğü bağışa kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne taşınmazların davacı Orman Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın hazine adına tesbit edildiğini Orman Genel Müdürlüğünün taşınmaz üzerinde odun yığmak suretiyle zilyet bulunduğunu böylece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve Medeni Kanunun 639. (713) maddesinde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne varki Orman Genel Müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkındaki 3234 sayılı Yasa gereğince Orman Bakanlığına bağlı katma bütçeli ve tüzel kişiliğe sahip bir kuruluşolup zilyetlikle taşınmaz edinebileceğine dair açık bir hüküm olmadığı gibi ormandan kesilen ağaçların geçici bir zaman içerisinde taşınmaz üzerinde muhafaza edilmesi zilyetlik delili olarak kabul edilemez. Diğer yönden Medeni Kanunun zilyetlik hükümlerine göre tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazın davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süre ile ve malik sıfatı ile zilyetliğinde bulundurulan kişi tescil talebinde bulunabilir amir hükmünü içermektedir. Medeni Yasanın 713. maddesi kişiden söz etmektedir. Bu gerçek kişi anlamında düşünülmesi gerekir.
Tüzel kişiden söz etmemektedir. Nitekim yeni Medeni Kanunun 713. maddesinin hükümet gerekçesinde de tüzel kişilerin zilyetlikle mal edinebileceğini kabul etmemiştir. Elbetteki bu ilkenin iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan biri köy tüzel kişiliği ve diğeri de belediyelerdir. Anılan tüzel kişilerin yasalarında zilyetlikle mal edinebileceği konusunda açık hükümler bulunmaktadır. Az yukarıda sözü edildiği gibi orman idaresinin zilyetlikle taşınmaz edineceği konusunda kuruluş kanununda açık ve seçik bir hüküm bulunmamaktadır. Zilyetliğin esaslı hükümlerinden olan ve Roma hukukundan hukukumuza intikal etmiş olan Animus ve Korpus unsurları burada önem arz etmektedir. Korpus unsuru fiili hakimiyet olduğu kuşkusuzdur. Nasıl ki müceret ot biçmek zilyetliğin bir delili olmadığı gibi ormandan kesilen ağaçların satılmak üzere belirli aylarda taşınmaz üzerinde depo edilmesi fiili hakimiyet unsuru olmadığı gibi sözü edilen Orman Genel Müdürlüğü Animus unsurunu içermemektedir. aslında malik olma fikrinin de tüzel kişiler tarafından düşünülmesi mevcut yasa hükümlerine göre mümkün bulunmamaktadır. Diğer yönden Yargıtay'ın diğer dairelerinde münferit bir karar verilmesi emsalolarak kabul edilmesi de mümkün bulunmamaktadır. c'iğer yönden bu gibi katma değer bütçeli idarelerin tescil talebi kabul edildiyinde ülke topraklarında hazineye ait taşınmazların kalmayacağı da kuşkusuzdur. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi isabetsiz, hazinenin bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 10.6.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Konuyu düzenleyen Medeni Kanunun 713. maddesinde zilyetlikle mal kazanabilecek kişilerin özel veya tüzel kişi olması ayrımı yapılmamıştır. Orman Genel Müdürlüğü Orman Bakanlığı dışında bağımsız tüzel kişiliği olan bir kuruluştur. Köy Tüzel Kişiliğinin zilyetlikle mal edineceği öteden beri uygulamada kabul edilmekte ve bu husus Yargıtay kar~ularr ile de istikrar kazanmış bulunmaktadır. Orman Genel Müdürlüğünün zilyetlikle mal edinmesini engelleyen hiçbir kanun hükmü bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 20 ve 8. Hukuk Dairelerinin benzer konulardaki kararlarında Orman Genel Müdürlüğünün zilyetlikle taşınmaz edineceği kabul edilmiştir. Dosya kapsamına göre Orman Genel Müdürlüğünün dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yılı aşkın zil
yetliği bulunduğu saptanmıştır. Bu durumda hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından onanmasına karar verilmesine karar verilmesi gerekirken bozulması doğrultusun
daki çoğunluk görüşüne katıımıyorum.
Gazi Arıkan Üye