 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/3473
Karar no: 1999/3870
Tarih: 13.9.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO MAHKEMESİNİN GÖREVİ
TUTANAĞIN DÜZENLENDİĞİ GÜNDE VAROLAN
UYUŞMAZLIKLARI ÇÖZÜMLEMEKTİR.
TESBİTİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRA
AÇILAN DAVALARA KADASTRO
MAHKEMESİNDE BAKILAMAZ - GENEL
MAHKEMELERDE İNCELENİR.
HAK SAHİPLERİNİ BELİRLEME KOMİSYONU
KARARI İLE TAŞINMAZIN SATILACAĞI KİŞİ
BELİRLENDİĞİNE GÖRE KARAR İÇERİĞİ
İTİBARİYLE MÜLKİYETİ BELİRLEME
(MÜLKİYETİN ZİLYEDİNE GEÇMESİ)
NİTELİĞİNDE OLUP İNCELEME YERİ ADLİ YARGIDIR.
ÖZET : Dava konusu taşınmazın Kadastro tespiti, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması nedeniyle Hazine adına yapılmış, tespit itirazsız kesinleşmiştir. Tespitin kesinleşmesinden sonra açılan davalara Kadastro Mahkemesinde bakılamaz.
Dava hak sahiplerini belirleme komisyonu kararının iptaline ilişkin bulunduğuna göre davaya bakma görevi genel mahkemelere ait olduğu gibi görevde kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen göz önünde tutulması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine, dosyanın hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi de doğru değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 25, 26)
(1086 s. HUMK. m. 7,27)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 683 parsel sayılı 11790.94 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hazine adına orman dışına çıkarıldığından söz edilerek hazine adına tespit edilmiş; tespit itirazsız kesinleşmiştir. Hak sahipleri tespit komisyonunca Osman'dan zilyetlik hakkını devralması nedeniyle davalı Günay hak sahibi olarak tespit edilmiştir. Davacı Mehmet Ali davalının taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığını, zilyetliğin devrinin muvazaalı olduğunu öne sürerek hak sahibi olarak köy tüzel kişiliğinin tespiti için dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Orman Bakanlığı tarafından 2924 sayılı Kanunun 4127 sayılı Kanunla değişik 11 ve 12. maddesi hükmünce oluşturulan hak sahiplerini belirleme komisyonunun kararının iptaline ilişkindir. Dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın kadastro tespiti taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması nedeniyle hazine adına yapılmış, tespit itirazsız kesinleşmiştir. Tespitin kesinleşmesinden sonra açılan davalara kadastro mahkemesinde bakılamaz. Çünkü kadastro hakimi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesi hükmünce tespit gününde var olan uyuşmazlıkları çözümlemekle yükümlüdür. Tespit gününden sonra meydana çıkan uyuşmazlıkların çözümü kadastro mahkemelerinin görevine girmez. Dava hak sahiplerini belirleme komisyonu kararının iptaline ilişkin bulunduğuna göre davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re'sen göz önünde tutulur. Mahkemece bu yönler göz önünde tutularak davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.9.1999 gğ'fcnde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu taşınmazın tespiti hazine adına yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra yapılan ve mahkemeye götürülen işlem 4127 sayılı Kanunun uygulaması ile ilgilidir. Sözü edilen kanunla 2924 sayılı Kanununun 11. maddesi değiştirilmiş ve anılan maddenin 3. fıkrasına göre bu kanunda yararlanacak kişilerin hak sahibi olabilmesi için orman köyü nüfusuna kayıtlı olmaları ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye yönelik en az 5 yıl müddetle o yerde ikamet etmiş bulunmaları koşulu getirilmiştir. Dikkat edileceği gibi öngörülen işlemler Orman Bakanlığının yetkisine verilmiş idari işlemlerdir. Nitekim Orman Bakanlığı Komisyon kurmuş, bu komisyonca hak sahipleri belirlenmiş listesi düzenlenmiş olup dava bu işlemlere karşı açılmıştır. Kadastro mahkemeleri kadastro tespitlerine veya kadastro komisyonlarının kararlarına karşı açılan davalara bakarlar bu nedenle açılan davanın kadastro mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. Ancak Adli Yargı yerinde de görülmesi gereken davalardan değildir. Zira yukarıda açıklandığı gibi yapılan işlem idari bir işlemdir. İdari İşlemlere karşı açılacak davaların idare mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup öncelikle ve mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulur. Mahkemece bu hususlar göz önünde tutularak mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken değişik gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ve hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekirken değişik gerekçe ile bozulması doğrultusundaki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Gazi ARIKAN
Üye