 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/2120
Karar No : 1998/2968
Tarih : 29.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ ve TESCİL
TAPU KAYIT MALİKİ
HUSUMET
10 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
1 YILLIK EK SÜRE
KARAR ÖZETİ: Dava, 2613 saydı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu hükmünce oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açıldığına göre, Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine husumet yöneltilmesi doğru değildir. Keza, 2613 ve 766 sayılı Yasa hükümleri gereğince Kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının iptali davası tesbitin kesinleşmesinden itibaren 10. yıl içerisinde açılması gerekir. Çünkü yolsuz tescil iddi ası ile dava açılması, süresiz dava açma hakkı vermez. Bu 10. yıllık süre sukutu hak süresi olup, mahkemece re'sen gözönünde tutulur. Ayrıca 3402 s. Yasanın geçici 4/3. maddesinde öngörülen bir yıllık ek süre geçtikten sonra dava açıldığına göre, davanın süre yönünden reddine karar verilmiş olması isabetlidir.
(3402 s. Kadastro K.m. 12, Ek geçici m. 4/3)
Kadastro tesbitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla dosya incelendi.
Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 644 ada 2 parsel sayılı 39712 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak 48/1 44 pay Mehmet ve 96/1 44 pay Hasan adına tesbit edilmiş, itirazsız kesinleşerek 1.12.1948 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra ifraz ve intikaller sonucu 644 ada 51 parsel sayılı 1652 m2 lik kısım yeşil saha olarak ayrılmış, tapu malikleri Hüseyin, Hilmi ve paydaşlarının bağışı sonucu kayden K. Belediyesi adına tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar Mehmet, Hasan ve arkadaşları vekili Avukat Nihat taşınmazın M. Vakfından geldiğini, Şubat 1287 tarihli atik temessükü tebdilen miras bırakan Hüseyin, Hüsnü adına kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığını, kadastro tesbitleri sırasında eski tapu kayıtları uygulanmaksızın senetsizden hazine adına tesbit edilip daha sonra Belediyeye intikal ettiğini öne sürerek hazine, K. Bellediyesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece; K. Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın (süre ve esastan) reddine, hazine ve vakıflar idaresi aleyhine açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 2613 sayılı Kanun hükmünce oluşan tapu kaydının iptali isteğiyle açıldığına göre hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 2613 ve 766 sayılı Kanun hükümleri gereğince kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının iptali için açılan davaların 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi hükmünce tesbitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde açılması gerekir. Yolsuz tescil iddiası ile dava açılması süresiz dava açma hakkı vermez. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi hükmünde belirtilen 10 yıllık süre sükutu hak süresi olup mahkemece re'sen gözönünde tutulur. İptali istenen tapu kaydı 2613 sayılı Kanun hükmünce oluştuğuna, 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3 maddesi hükmünde öngörülen bir yıllık ek süre geçtikten sonra dava açıldığına göre açılan davanın süre yönünden reddine karar verilmesi de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün (ONANMASINA) peşin alınan ilam harcının mahsubu ile geriye kalan ilam harcının hükmü temyiz eden davacı taraftan alınmasına, 29.6.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.