 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1213
Karar No : 1998/1698
Tarih : 20.4.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAŞINMAZIN KÖY ADINA TESCİLİ
BELGESİZ TAŞINMAZ EDİNME
KARAR ÖZETİ: Köy tüzel kişiliğinin belgesiz zilyetlikle 100 dönümden fazla taşınmaz mal edindiği iddiasıyla açılan tesbite itiraz davasında, mahkemece Tapu Sicil Müdürlüğünden, köy tüzel kişiliği adına tesbit edilen taşınmazlara ait kadastro tesbit tutanaklarının getirtilmesi incelenmesi bunlardan kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği ile belgesiz olarak tesbit edilen taşınmazlar ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesi hükmünce tesbit edilen taşınmazların belirlenmesi, nitelikleri itibariyle ya da belgeli olarak tesbit edilen taşınmaz varsa, bunların miktarlarının belgesiz edinilen taşınmazların hesabında dikkate alınamayacağının gözönünde tutulması ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir.
(3402 s. Kadastro K.m.14, 16/A)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 133 ada 5 parsel sayılı 100.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kadimden beri köyün zilyet ve tasarrufunda bulunduğundan söz edilerek A.... Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir. Hazine taşınmazın hazine yeri olduğunu ve 100 dönüm fazlası bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu parselin Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı köy tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde davalı köy tüzel kişiliğinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince 100 dönümden fazla taşınmaz edinmiş olması sebebiyle, edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma, inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla kuru toprakla 100 dönüm, sulu toprakta 40 dönüm taşınmaz edinebileceği öngörülmüştür. Mahkemece davalı köy tüzel kişiliğinin edindiği taşınmazlarla ilgili yapılan araştırmada Tapu Sicil Müdürlüğünün dosyada bulunan 4.2.1997 havale tarihli yazısı ile edinilen taşınmazlar bildirilmiş; ancak bunların hangi nedenlerle köy tüzel kişiliği adına tesbit edildikleri tutanakları getirtilip araştırılmamış olduğu gibi mezarlık ve camii gibi taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi ile ilgisinin olmadığı ve nitelikleri bakımından köy tüzel kişiliği adına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesi hükmünce tesbit edilecek taşınmazlardan olduğu da dikkate alınmamıştır. O halde öncelikle belirtilen Tapu Sicil Müdürlüğü yazısında söz konusu edilen tüm taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanaklarının getirtilmesi, bunlardan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ve belgesiz olarak tesbit edilen taşınmazlar belirlenerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen edinme koşulları yönünden dikkate alınması, taşınmazların nitelikleri itibariyle köy tüzel kişiliği adına tesbit edilenler ile belgeli olarak tesbit edilenler varsa bunların miktarlarının belgesiz edinilen taşınmazların hesabında dikkate alınamayacağının gözönünde tutulması ve varılacak sonuca göre davalı köy tüzel kişiliğinin çekişmeli taşınmazın bir bölümünü ya da tümünü iktisap edip etmediğinin değerlendirilmesi buna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen yönler gereği gibi araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 20.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.