 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/5506
K. 1997/5698
T. 1.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
RESEN ARAŞTIRMA ZORUNLULUĞU
TARAFA AİT GOREV
KARAR ÖZETİ : Dava; davacının, davalıların adreslerini mahkemeye bildirmemesi ve gerekli tebligat masrafını verilen süre içerisinde yatırmaması nedeniyle reddedilmiştir.
Mahkemece davalıların adresleri res'en araştırılıp saptanmalı, davalılardan ölen var ise nüfus kayıtları getirilip, mirasçıları tesbit edilmeli ve ondan sonra davacıya ne miktar tebligat masrafı yatıracağı ihtar edilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
(3402 s. Kadastro K. m. 29,30,36)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal suresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 132 ada 225 parsel sayılı 2082,50 metrekare, 216 parsel sayılı 10000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak vasfı ile Hazine adına; 132 ada 417 parsel sayılı 22665 metrekare, 419 parsel sayılı 5192,31 metrekare, 420 parsel sayılı 5082,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kayıtlarına, satın almaya, paylaşmaya, zilyetliğe dayanılarak Zühre adına; 132 ada 429 parsel sayılı 10000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yolu ile geçen zilyetliğe, paylaşmaya ve zilyetliğe dayanılarak Şerife adına; aynı ada 220 parsel sayılı 2832,50 metrekare, 226 parsel sayılı 29415 metrekare, 227 parsel sayılı 13665 metrekare, 224 parsel sayılı 3082,50 metrekare, 223 parsel sayılı 11165 metrekare, 217 parsel sayılı 7750 metrekare, 208 parsel sayılı 2165 metrekare, 205 parsel sayılı 4332,50 metrekare, 206 parsel sayılı 1582,50 metrekare, 209 parsel sayılı 1915 metrekare, 210 parsel sayılı 1000 metrekare, 211 parsel sayılı 7250 metrekare, 212 parsel sayılı 1832,50 metrekare, 213 parsel sayılı 500 metrekare, 214 parsel sayılı 16000 metrekare, 207 parsel sayılı 7000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu ve vergi kayıtlarına, tapu dışı ifraz ve paylaşmaya, tapu dışı satın almaya, zilyetliğe dayanılarak 205, 206, 207, 209, 210, 211, 212, 213, 214 sayılı parseller Emine ve paydaşları adına; 208 sayılı parsel Mustafa, 217,223, 224 sayılı parseller ölü Ömer Ali adına; 227 sayılı parsel Mahmut, 226 sayılı parsel Mustafa, 220 sayılı parsel Yusuf adına; davalı hale getirilen 255 sayılı parsel de Hüsnü adına tesbit edilmiştir. Abdurrahman, tapu kaydına dayanarak ve paylaşılmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parsellerin tesbitleri gibi tescillerine, 255 sayılı parselin tespiti Hüsnü adına kesinleştiğinden davalı şerhinin kaldırılarak Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Abdurrahman ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dava ettiği parsel malikleri davalıların adreslerini mahkemeye bildirmemesi ve gerekli tebligat masrafının verilen süre içerisinde yatırmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Nevarki, kadastro hakimi davalıların adresini resen araştırmak zorundadır. Örneğin, ölü olduğu belirtilmek suretiyle tesbit yapılması durumunda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi hükmünce ölü kişinin mirasçılarını ve adreslerini belirlemek kadastro hakimine aittir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi hükmünce yargılama giderlerini karşılamak dava açan tarafa ait bulunmaktadır. Kadastro hakiminin resen yargılama giderlerini bu iş için ayrılan ödenekten karşılaması hali 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi hükmünce gerçek hak sahibinin araştırılması durumunda yada tarafların delilleri toplandıktan sonra ek bir araştırma yapılmasının öngörülmesi halinde mümkündür. Bu itibarla, davanın taraflarına yapılacak tebligat giderlerinin dava açan tarafça ödenmesi gerekir. incelenmekte olan davada kadastro hakimi hem davalıların adresini tesbit etmek görevini davacıya yüklemiş, hemde yargılama giderlerinin karşılanmasını davacıdan istemiştir. Tarafa ait görev ile resen yapılması gerekli işlemin birarada davanın tarafına; olayımızda davacı tarafa yükletilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Öyle ise öncelikle davacının dava ettiği davalıların adresleri mahkemece resen sorulup saptanmalı, davalılardan ölen var ise, ölen davalıya ait ölüm gününü ve mirasçılarını gösteren nüfus. kayıt örnekleri aynı şekilde mahkemece getirtilmeli, bu suretle ölen davalının mirasçıları belirlenmeli, bundan sonra davacıya ne miktar tebligat masrafı yatıracağı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi hükmünce ihtar edilmeli, buna rağmen tebligat masrafları davacı tarafça yatırılmadığı takdirde hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 1.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.