 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/5403
K. 1997/5786
T. 4.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
KAYIT VE BELGENİN HARİTAYA DAYANMASI
ZİLYEDLİKLE KAZANMA KOŞULU
KARAR ÖZETİ : 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmüne göre kayıt ve belgelerin haritaya dayalı bulunması halinde; kapsamlarının, tapu kaydının sınırları ile değil, haritası ile belirlenmesi zorunludur.
Dava konusu taşınmaz., dayanak tapunun haritasının kapsamı dışında kalıp, tapunun oluştuğu gün ile tespit günü arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi de dolmadığından dava reddolunmalıdır.
(3402 s. Kadastro K. m. 13,14,17,20)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyada ki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 172 parsel sayılı 130 m2 yüzölçümündeki. taşınmaz dava dışı 143 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı yüzölçümü fazlası olduğu ve denizden doldurularak genişletildiğinden söz edilerek hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen Mehmet 143 sayılı parsele uygulanan tapu kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu parselin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı, taşınmaz üzerinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de teknik bilirkişinin haritalı raporuna göre taşınmazın dava dışı 143 sayılı parsele revizyon gören Mart 1974 gün, 240 sayılı tapu kaydının dayanağı tescil haritasının kapsamı dışında kaldığı belirlenmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmüne göre kayıt ve belgelerin haritaya davalı bulunması halinde kapsamlarının haritasına göre saptanması gerekir. Hal böyle olunca tapu kaydının sınırları ile değil haritası ile kapsamının belirlenmesi zorunludur. Diğer anlatımla tapu kaydının taşınmazı kapsadığı kabul edilemez. Öte yandan, davacının tutunduğu Mart 1974 gün ve 240 sayılı tapu kaydının oluştuğu gün ile tespit günü arasında 20 yıllık kazandırıcı zilyetlik süresi de dolmadığından taşınmazın zilyetlikle kazanılması da mümkün değildir. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak davanın reddine, taşınmazın hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 4.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.