 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/370
K. 1997/627
T. 7.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4071 SAYILI KANUN
TAPU KAYDI KAPSAMI
KARAR ÖZETİ : Dava konusu taşınmazın, davacı Hazinenin tutunduğu 7 A4ayıs 1340 tarih, 7 sayılı tapu kaydının geniş sınırları ile kapsamında kaldığı dosya içeriğiyle belirlenmiştir. Mahkemece yapılacak iş, tesbite dayanak yapılan davalı tarafın tutunduğu tescil hükmü ile oluşan Temmuz 1952 tarih, 32 sayılı tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A maddesi hükmünce haritası yerine uygulanarak belirlenmeli, söz konusu tapu kaydının kapsamı dışında kalan kesim bulunduğu takdirde kayıt kapsamı yönünden 4071 sayılı Kanunun 5/a, kayıt kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise, aynı Kanunun 5!b maddesi hükümlerini dikkate alarak hüküm kurmaktan ibarettir.
(3402 s. Kadastro K. m. 20/A)
(4071 s. TMZD.K. m. 5/a, 5/b)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1516 parsel sayılı 3180 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ile vergi kayıtlarına, satın almaya ve zilyetliğe dayanılarak Erdoğan adına tesbit edilmiştir. Hazinenin ayrı tapu kaydına dayanan itirazı nedeniyle kadastro komisyonunca yetkisizlik kararı verilerek, dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, Hazinenin davasının reddine, taşınmazın davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, davacı Hazinenin tutunduğu 7 Mayıs 1340 gün ve 7 sayılı padişah tapusu kapsamında kalmakla birlikte, davalının tutunduğu ve tesbite dayanak yapılan Temmuz 1952 gün, 32 sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. 4071 sayılı Kanunun 5/a maddesinde, her iki tapu kaydının çakışması durumunda, zilyedin tutunduğu tapu kaydına değer verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu itibarla, Hazinenin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, davalının tutunduğu tapu kaydı tescil davası sonucunda oluşturulmuş olup haritası bulunmaktadır. Kaydın kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmüne göre, haritasının uygulanması suretiyle belirlenmesi zorunludur. Tapu kaydı miktarı 2350 m2 taşınmazın, kadastroca tesbit edilen yüzölçümü ise 3180 m2'dir. Yapılacak uygulamaya göre, tapu kaydı kapsamı dışında kalan kesim bulunduğu takdirde 4071 sayılı Kanunun 5/b maddesi hükmüne göre bu kesimin zilyedi gösterilmek suretiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gereği gibi dikkate alınmadan ve davalı tapu kaydının kapsamı haritası uygulanmak suretiyle belirlenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 7.2.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.