 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/2102
K. 1997/2307
T. 16.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MUHTARIN TARAF OLDUĞU DAVADA KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİNİN TEMSİLİ
KARAR ÖZETİ : Davacı tarafın tutunduğu, dava dışı parsellere revizyon gören vergi kayıtlarının miktar fazlasından oluşan çekişmeli taşınmazların, mera olarak sınırlandırılmak suretiyle tesbit edildiği, davacılardan Zeki'nin davalı köy tüzel kişiliğinin muhtarı olduğu belirlendiğine göre, davacı köy muhtarının vekalet verdiği kişinin, köy tüzel kişiliğini davada temsile yetkisinin bulunmadığı dikkate alınmalı, 442 sayılı Köy Kanunu hükümleri gereğince, köy derneğinin belirleyeceği yetkili kişi aracılığıyla, köy tüzel kişiliğinin davada temsil edilmesi sağlanmalı, bu yolla taraf koşulu oluşturulmalı, uyuşmazlığın niteliğine göre de yöntemine uygun şekilde mera araştırılması yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
(442 s. Köy K. m. 9, 10)
(3402 s. Kadastro K. m. 16/B)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 111 ada 37 parsel sayılı 26900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı 34 sayılı parsele uygulanan vergi kaydının; 112 ada, 10 parsel sayılı 97100 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, yine dava dışı olan aynı ada 5 sayılı parsele uygulanan vergi kaydının miktar fazlası olarak mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı Zeki ve paydaşları, vergi kayıtlarına ve miras yolu ile gelen hakka dayanarak Hazine ve köy tüzel kişiliğini hasım göstermek suretiyle dava açmışlardır. Mahkemece, davanın reddine, taşınmazların mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yöntemine uygun olarak taraf koşulu oluşturulmadığı gibi, taşınmazların niteliği yönünden yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurulması için yeterli değildir. Davacılardan Zeki'nin köy muhtarı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı köy tüzel kişiliğinin, Köy Kanunu hükümlerine göre köy derneğinin belirleyeceği bir kişi tarafından temsil edilmesi zorunludur. Davacı köy muhtarı tarafından bir başka kişiye verilen vekaletname ile köy temsil edilemez. O halde öncelikle köy derneğinin belirleyeceği kişinin köy tüzel kişiliğini davada temsil etmesi sağlanmalı, ondan sonra taraflara davada dayanacakları deliller sorulmaIı, bu arada tanık gösterdikleri takdirde yerel bilirkişi, tesbit bilirkişileri ve tanıklar mahallinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazların çevrelerinde bulunan ve mera niteliği ile tesbitleri kesinleşen taşınmazlara doğru genişletilme sonucu meydana gelip gelmediği araştırılmalı, dosyada bulunan ziraat teknisyeninin raporu kesinlik taşımadığından gerektiği takdirde taşınmazların niteliğinin saptanması yönünden uzman bilirkişi mütalaasına başvurulmalı, taşınmazların kamu malı niteliğinde meradan kazanıldığı saptandığı takdirde bu nitelikteki taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği düşünülmeli, ondan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Bu yönlerden zuhul ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 16.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.