 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/1604
K. 1997/2057
T. 4.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPUDA KAYITLI TAŞINMAZIN TAPU DIŞI SATIŞI
KARAR ÖZETİ : Kadastro tesbitlerine dayanak yapılan davalı tarafın tutunduğu, kayden intikal görerek, hukuksal değerini koruyan, tapu kaydının kapsamı olan taşınmazın kayıt maliki yada mirasçıları veya bunların akdi halefi olmayan üçüncü kişiler tarafından davacılara yapılan tapu dışı satış geçersizdir. Bu nedenle dava konusu taşınmazların tapu kaydı kapsamında kalan kesimlerinin davalı taraf, kayıt kapsamı dışında kalan bölümün ise zilyedi davacı taraf adına tesciline karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-b,14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava ve temyiz konusu 96 parsel sayılı 10200 m2 ve 97 parsel sayılı 15800 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydına dayanılarak Halit ve Ethem adlarına tesbit edilmiştir. İtirazları kadastro komisyonunca reddedilen Hamza ve Mehmet tapu dışı satın almaya ve zilyetliğe dayanarak 97 sayılı parsel hakkında; Arif ise aynı nedenlerle 96 sayılı parsel hakkında dava açmışlardır. Mahkemece, davaların reddine, taşınmazların davalı taraf adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Mehmet ve Hamza ile Arif mirasçısı Satılmış tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 97 parsel sayılı taşınmazın tümü ile 96 parsel sayılı taşınmazın keşif haritasında (A) harfi ile gösterilen kesimin tesbite dayanak yapılan ve davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı, 96 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen kesiminin ise güneydeki kayalık sınırı itibariyle değişebilir sınırlı olduğundan yüzölçümüyle geçerli bulunan davalı tapu kaydının yüzölçümü dikkate alındığında tapu kaydının kapsamı dışında bulunduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafın taşınmaz üzerinde önceki zilyetlerin zilyetliğinin eklenmesi suretiyle 30 yıldan fazla süreyle taşınmazlara zilyet oldukları anlaşılmış ise de tapu kaydı 1949-1956 ve 1966 tarihlerinde kayden intikal gördüğüne göre hukuksal değerini korumaktadır. Bu durumda tapu kaydı kapsamında kalan alanın davacı tarafça tapu dışı olarak üçüncü kişilerden satın alma ve zilyetlik nedeni ile kazanılması mümkün değildir. Bu nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 16.6.1995 günlü keşif haritasında (B) harfi ile gösterilen 3000 m2 miktarındaki taşınmaz bölümünün tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığına göre bu kesimin zilyetlikle kazanılması mümkündür. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre (B) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde davacıların 30 yılı aşkın zilyet olduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca 97 sayılı parselin tümü ile 96 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen bölümünün davalı kayıt malikleri adına, 96 sayılı parselin keşif haritasında (B) harfi ile gösterilen 3000 metrelik bölümünün ise zilyetleri olan davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece değerlendirmede yanılgıya düşülerek 96 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen kesiminin de kayıt malikleri adına tesciline karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir.
SONUÇ : 97 sayılı parsel yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA; peşin alınan 1am harcının mahsubu ile bakiye 179000 lira ilam harcının temyiz edenden alınmasına,
96 parsel yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 4.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.