 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1997/1056
K. 1997/1175
T. 5.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE KEŞFE GEREK OLMADIĞI
KARAR ÖZETİ : Tarafların dayandığı tesbite esas alınan tapu kaydının, dava konusu taşınmazları kapsadığı yanlar arasında uyuşmazlık konusu olmadığına göre, davacı tarafın öne sürdüğü tapu dışı satın alma olgusunun, somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için, taşınmazlar başında keşif yapılmasına gerek yoktur. Bu yön gözardı edilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi hükmüne göre karar verilmesi isabetsizdir.
(3402 s. Kadastro K. m. 36)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 46 parsel sayılı 6600 m2. yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına, paylaşmaya, miras hakkına dayanılarak davalılar Şükriye, Mehmet, Memik, Eyüp, Saniye ve Fadime adlarına; 45 parsel sayılı 30300 m2. yüzölçümündeki taşınmaz kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde 46 sayılı parsele Halit ve 45 sayılı parsele Hasan itiraz etmişlerdir. Kadastro komisyonunca itirazların reddine, 46 sayılı parselin tesbit gibi tesciline, 45 sayılı parselin Hazine adına yapılan tesbitinin iptali ile 46 sayılı parsel malikleri davalılar adına tesciline karar verilmiştir. İtirazları komisyonca reddedilen davacılar Halit, İsmet, Bilal, Ahmet tapu dışı satın almaya ve zilyetliğe dayanarak her iki parsel hakkında dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazların davalılar adına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların keşif için gereken masrafı yatırmadıklarından söz edilerek hüküm kurulmuş ise de, delillerin değerlendirilmesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacılar iddialarında, dava konusu taşınmazları tapu dışı davalılardan satın aldıklarını ileri sürmüş ve dava açmışlardır. Tesbite dayanak yapılan tapu kaydının taşınmazlara ait olduğu anlaşmazlık konusu değildir. Davacıların iddiası 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılmasını ilgilendirmektedir. Bu koşulların araştırılması keşfi gerektirmez. Bu nedenlerle davanın esasının incelenip, dosyadaki deliller değerlendirilerek davada 2.4.1984 günlü adi senede dayanıldığına ve kadastro tesbiti 11.6.1984 gününde yapıldığına göre bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, davacıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 5.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.