 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1996/7055
K. 1996/9414
T. 27.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU KAYDI
OLUŞMA NEDENİ
KAYITTAKİDEĞİŞİKLİĞİN HAKLI HUKUKSAL NEDENE DAYANIP DAYANMADIĞI
KARAR ÖZETİ : Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi anlatımına, mahkemenin kabulüne göre dava konusu taşınmazı kapsadığı kabul edilen 27.3.1961 gün, 2 sayılı tapu kaydı ilk oluşma nedenini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tüm gittileri ile birlikte ilgili tapu idaresinden getirtilerek incelenmeli, hazine yönünden davacı tarafın tutunduğu tapu kaydına değer verilmemesini gerektiren hukuksal bir neden bulunmadığı takdirde, 2863 sayılı Kanunun 11. maddesi hükmü dikkate alınarak, çekişmeli taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı olduğu siciline şerh verilerek, tapu kayıt malikleri arasında tesbitten önce yapıldığı belirlenen tapu dışı paylaşma göz önünde tutulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
(3402s. Kadastro K. m. 13, 15)
(2863 s. KTVK. m. 11)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 562 parsel sayılı 910 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davacı Dursun'un paydaş olduğu tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve paylaşmayla davacıya düştüğü belirtilerek, höyük niteliğiyle hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Dursun, tapu kaydına, paylaşmaya ve zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, keşif masrafının yatırılması bakımından usulüne uygun tebligat yapılması gereğine değinen bozma ilamına da uyularak yapılan araştırma ve uygulama sonucu davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 562 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağına göre çekişmeli parsel ile bu parseli çevreleyen 493, 494, 495, 496, 555, 554, 556,557 ve 558 parsel sayılı taşınmazların 27.3.1961 gün, 2 ve 17.9.1954 gün, 100 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, kayıt malikleri arasında tesbit gününden evvel paylaşma yapıldığı belirtilerek dava konusu 562 parsel dışında kalan ve yukarıda parsel numaraları gösterilen taşınmazlar paylaşmada göz önünde tutulmak suretiyle kayıt malikleri ve mirasçıları adına; dava konusu taşınmaz ise Müze Müdürlüğünün 18.6.1987 günlü yazısına göre zeminde höyük olması nedeniyle hazine adına tesbit edilmiştir. Taşınmazda bulunan höyüğün 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olduğu ve koruma alanında bulunduğu saptanmıştır. Davacı, kadastro tesbit tutanağında tarih ve numarası yazılı tapu kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece 17.9.1954 günlü 100 sıra nolu tapu kaydının taşınmaza uymadığı 27.3.1961 gün, 2 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaz ile dava dışı parselleri kapsadığı, ancak geldilerinin belirlenemediği, tapu kayıtları taşınmaza ait olsa bile kültür ve tabiat varlıklarının özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine, taşınmazın hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş isede, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurulması için yeterli olmadığı gibi, kararda gösterilen hukuki gerekçe de yasa hükümlerine uygun düşmemektedir. Yerel bilirkişiler 27.3.1961 gün, 2 sıra numaralı tapu kaydının taşınmaza uyduğunu bildirmişlerdir. Mahkemenin kabulü de bu yoldadır. Esasen tesbite dayanak yapılan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza ait olmadığı konusunda uyuşmazlık da bulunmamaktadır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11. hükmüne göre, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabı mümkün değil ise de, bu nitelikteki taşınmazların tapuda kayıtlı olması halinde özel mülkiyete konu olamayacağı hakkında bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava konusu taşınmaza aidiyeti kabul edilen 27.3.1961 gün, 2 sıra numaralı tapu kaydının geldilerinin ve ilk tesis sebebinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması zorunludur. Erfelek Tapu Sicil Müdürlüğü'nce 27.3.1961 gün, 2 numaralı tapu kaydının örneği mahkemeye gönderilmiş, geldisinin Sinop Tapu Sicili'nden sorulması bildirilmiştir. Sinop Tapu Sicil Müdürlüğü'nce geldi kaydı olarak gönderilen 17.9.1954 gün, 98 numaralı kayıt örneğindeki mevkii sınır ve yüzölçümleri gitti kaydından farklıdır. 27.3.1961 gün, 2 numaralı tapu kaydı daha önceki kayıt yada kayıtlardan tedavül ettiğine göre geldilerinin bulunmadığı düşünülemez. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için 27.3.1961 gün, 2 sayılı tapu kaydının geldisi Erfelek Tapu Sicil Müdürlüğü'nden durum izah olunmak suretiyle bir defa daha sorulduktan sonra alınacak karşılık yazı ve kayıt örneği yine açıklamalı bir yazı ile Sinop Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gönderilerek, kaydın ilk tesis sebebini de belirtecek şekilde geldileri getirtilmeli, tesis kaydı ile gittilerinde mevki, sınır ve yüzölçümü değişiklikleri bulunduğu takdirde bu değişikliklerin nedenlerinin bildirilmesi ve dayanağı belgelerin onaylı örnekleri istenmeli, hazine yönünden tapu kaydına değer verilmemesini gerektiren bir neden bulunmadığı takdirde, taşınmazın 1 .derece arkeolojik sit alanı olduğunun siciline şerh verilmek suretiyle ve tesbit tutanağı içeriğine göre tapu kayıt malikleri arasında tesbitten önce yapılan paylaşma da göz önünde tutularak, delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve yasaya uygun düşmeyen nedenlerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.