 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1996/5296
K. 1996/7512
T. 20.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İDDİA VE SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI
DELİLLERİN HASRI
KARAR ÖZETİ Davacı taraf salt, miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış ise de dilekçesinde niteliğini açıklamaksızın sair delillere de dayandığını belirtmiştir. Hal böyle olunca davacının yargılama aşamasında tapu kaydına ve mahkeme hükmüne dayanmış olması iddia ve savunmanın genişletilmesi olarak nitelendirilemez. O halde delillerini hasretmediği belirlenen davacının tutunduğu deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
(1086 s. HUMK. m. 185, 202)
(3402 s. Kadastro K. m. 13, 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 153 ada 7 parsel sayılı 664 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilmek suretiyle ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Fahri, miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında tapu kaydına ve mahkeme kararlarına dayanmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece davacının tapu kaydına dayanması iddianın genişletilmesi olarak kabul edilerek dava reddedilmiş ise de davacı dava dilekçesinde sair delillere dayanmış olup duruşma aşamasında delillerini sınırlandırmamıştır. Bu durumda duruşmanın her aşamasında ileri sürülen delillerin toplanması zorunludur. Ayrıca, birinci ve ikinci keşiflerde yerel bilirkişi olarak dinlenen Osman çelişik beyanlarda bulunduğu halde çelişki giderilmemiş, bu kişinin beyanları ile tesbit bilirkişilerinin beyanları çeliştiği halde çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Eksik soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde davacının dayandığı tapu kaydı getirtilmeli, davacının tapu kayıt maliki ile miras ya da akti ilişkisi bulunup bulunmadığı saptanmalı, davacının bu kayda dayanma ve bu kayıttan yararlanma hakkı bulunduğu takdirde yapılacak keşifte tapu kaydı yerine uygulanmalı, taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklar ile tesbit bilir-kişileri yeniden dinlenerek beyanları arasındaki çelişki giderilmeli, taşınmaz üzerinde davacının zilyetliği bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte, ne şekilde başladığı ve sürdürüldüğü saptanmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklandığı şekilde inceleme araştırma ve uygulama yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 23.9.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.