 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1995/5036
K. 1995/14013
T. 7.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
REHİN SENEDİ
İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET
SENET İÇERİĞİNE KARŞI İDDİALARIN AYNI NİTELİKTE BELGE İLE İSPAT ZORUNLULUĞU
KARAR ÖZETİ Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tarafın miras bırakanı 1945 yılında vefat eden, bu nedenle terekesi iştirak halinde bulunan Ömer'e ait olduğu, paylaşılmadığı, mirasçılardan bir bölümünün davalı tarafın miras bırakanı Rasim 'e satıp zilyetliğini devrettiği, görevsizlikle aktarılan dava gününde adına tescile karar verilen zilyetler yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur.
Nevarki, Ömer'in ölüm gününe göre terekesi iştirak halinde bulunduğundan, bir bölüm mirasçının davalı tarafın miras bırakanı Rasim'e yaptığı satış geçersiz olup mirasçı Şaban'ın tek başına satışı doğrulaması da terekeyi bağlamaz. Dayanılan 8.4.1961 günlü senette "tarla icarsız, para faizsiz" sözlerine yer verildiğine göre satışı deyimlemeyip rehin olgusunu içermektedir. Bu durumda, davalıların taşınmazda sürdürdüğü zilyetliğin fer'i nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 290.maddesi hükmünde, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat olunamayacağı belirtilmiş, davalılar aynı nitelikte yazılı bir belgeye de dayanmamışlardır.
Mahkemece bu olgular karşısında davanın kabulüne karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
(1086 s. HUMK. m. 290)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı,tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu , gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 84 parsel sayılı 25992 m2 yüzölçümündeki taşınmaz , davalı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Tesbitten önce davacı Ali tarafından Rasim ve Ayşe aleyhine açılan müdahalenin önlenmesi davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece taşınmazın davalı Ayşe ve paydaşları adına tapuya tescil kararı verilmiş , hüküm davacı Ali tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın öncesinin 1945 yılında ölen Ömer'e ait iken mirasçılarına kaldığı konusunda aralarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece taşınmazın Ömer mirasçılarından Şaban Osman ve Ali tarafından adrına tescil kararı verilenlerin miras bırakanları Rasim'e 8.4.1961 günlü senetle satılarak zilyetliğinin devredildiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, söz konusu senet "tarla icarsız, para faizsiz" olarak düzenlenmiş ve senedin içeriğinde taşınmazın yalnız intifa hakkının borç ödeninceye kadar Rasim'e bırakıldığı, paranın ödenmesinden sonra tarlanın iade edileceği, Rasim'in herhangi bir suretle mülkiyet iddiasında bulunamayacağıaçıklanmıştır. Ömer'in mirasçılarından Şaban duruşma sırasında senedin aslında satış senedi olduğunu bildirmiş ve mahkemece de bu beyana dayanılarak hüküm kurulmuş ise de Ömer'in mirası iştirak halinde mülkiyet olarak mirasçılarına intikal etmiştir. İştirakçilerden yalnız birisinin beyanı terekeyi bağlamaz. Diğer taraftan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 290. maddesi hükmüne göre senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Adlarına tescile karar verilen Rasim mirasçıları söz konusu senede karşı yazılı belgeye dayanamamışlardır. O halde senedin içeriğinin göz önünde tutulması zorunludur. Senet, para faizsiz tarla icarsız olarak düzenlendiğine ve taşınmazın mülkiyetinin alıcıya geçirileceğine dair herhangi bir hüküm taşımadığına göre davalı tarafın taşınmazdaki zilyetliğinin icar sözleşmesine dayandığının ve dolayısıyla malik sıfatıyla sürdürülmediğinin kabulü zorunludur. Bu durumda dava konusu taşınmazın miras payları belirlenmek suretiyle Ömer mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece 8.4.1961 günlü senedin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 7.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.