 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1994/8551
K. 1995/544
T. 26.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
BELGESİZ ZİLYETLİKLE TAŞINMAZ EDİNME
KARAR ÖZETİ: Mahkemece, toplanıp değerlendirilen delillerle, çekişmeli taşınmazların tesbitinde saptanan hukuksal olguların doğrulandığı , davacının 17 parsel sayılı taşınmazla ilgili satınalma iddiasının kanıtlanmadığı, ortak miras bırakanın ölüm günü ile paylaşma ve tesbitin yapıldığı günler arasında iktisap sağlayan bağımsız yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükmü gereğince davanın reddine, taşınmazların davalı Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14/son)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 109 ada 5 parsel sayılı 22400 metrekare, 111 ada 17 parsel sayılı 15625 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Abdülkadir adına belgesiz zilyetlikten tesbit edilen taşınmazların 100 dönüm fazlası olarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Abdülkadir mirasçılarından davacı Nurettin'den 5 sayılı parsel için miras ve paylaşma ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine 17 sayılı parsel için satın alma ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazin6 tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar üzerinde tesbit gününde davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Dava konusu 5 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar davacı tarafın ortak mirasbırakanı Abdülkadir adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıt ve belgesizden zilyetlik yoluyla 100 dönüm taşınmaz malın tesbit edildiği neden gösterilerek 100 dönüm fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Hükmün dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesi hükmünde aynı çalışma alanı içerisinde bir kişinin kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinebileceği toplam taşınmaz miktarının kuru toprakta 100, sulu toprakta 40 dönüm olarak belirtilmiştir. Öte yandan, davacı tarafın ortak mirasbırakanı Abdülkadir'in kayden vefat ettiği 11.10.1981 günü ile kadastro tesbitinin yapıldığı 12.7.1989 günleri arasında yirmi yıllık süre geçmemiştir. Bu olgunun doğal sonucu olarak paylaşmanın yapıldığı gün ile tesbitin yapıldığı gün arasında iktisap sağlayan bağımsız 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi davacı yararına gerçekleşmemiştir. Her ne kadar, davacı taraf dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazı 30.4.1 973 günlü senetle dava dışı üçüncü kişi durumunda bulunan Mahmut'tan satın aldığını ileri sürmesi ve bu olgunun kanıtlanmış olması da hukuki sonucu etkilemez. Gerçekten satış günü ile tesbit günü arasında 20 yıllık süre dolmamıştır. O halde hükme dayanak yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükmü dikkate alınarak davanın reddine, dava konusu taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması İsabetsiz, davalı Hazine' nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 26.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.