 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1994/3644
K. 1995/7093
T. 20.6.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
YÖNTEMİNE UYGUN MERA ARAŞTIRMASI
UZMAN BİLİRKİŞİYE BAŞVURULMASI (Zorunlu haller)
KARAR ÖZETİ: Uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında mera yönünden yapılan araştırma, uygulama yetersiz olduğu gibi, HUMKnun 275. maddesi hükmüne göre, çözümü, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genelve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. Bu olgu göz ardı edilerek davalı tarafın miras bırakanının mirasçılarının belirlenmesi için sulh hukuk mahkemesi zabıt katibinin bilirkişi olarak tayini, takdir edilen ücretin hüküm yerinde Hazineye yükletilmiş olması doğru değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14,16/B)
(1086 s. HUMK sn. 275)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 116 ada 286 parsel sayılı 3400 m2 ve 116 ada 259 parsel sayılı 4000 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydına ve zilyetliğe dayanılarak davalı Samet adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, davalı yararına taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığını Heri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazların dosyadaki veraset ilamına göre Samet mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede, yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir. Dava konusu taşınmazlara revizyon gören vergi kaydında mera sınır olarak gösterildiği halde. yöntemine uygun mera araştırması yapılmamış, komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek incelenmemiş, parseli ne şekilde sınır gösterdiği üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Diğer taraftan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. Usulün bu maddesi gözardı edilmek suretiyte davalı tarafın miras bırakanının mirasçılarının belirlenmesi için sulh hukuk mahkemesi zabıt katibinin bilirkişi olarak tayin edilmesi ve bilirkişi için belirlenen ücretin Hazineden alınmış olması usul ve yasa hükümlerine tamamen aykırıdır. Araştırma yönünden sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, Öncelikle dava konusu taşınmaza komşu olan parsellere ait kadastro tutanakları ile dayanakları belgelerin onaylı örnekleri getirtilmeli, ondan sonra teknik bilirkişi ve dava sonucunda yararı olmayan komşu köyler halkı arasından seçilecek yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişi aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, tesbite dayanak yapılan vergi kayıtları uygulanmalı, vergi kayıtları mülkiyet belgesi olmadığından taşınmaza uysa bile mera araştırması yapılmalı, bu konuda yerel bilirkişiden ayrıntılı bilgi alınmalı, taraflar aynı yöntemle tanık gösterdikleri takdirde taşınmaz başında dinlenmeli, taşınmazın çevresinde mera olarak tesbit edilen parsel yada parseller bulunduğu takdirde çekişmeli yerin mera parselinin uzantısı olup olmadığı belirlenmeli, komşu parsellere ait kayıt ve belgelerin taşınmazı ne şekilde sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı ve vergi kaydının kapsamı dışında kalan bölüm bulunduğu takdirde tüm davacılar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde belgesiz zilyetlikle edinmeyi sınırlayan normlar yönünden tapu sicil müdürlüğü, kadastro müdürlüğü ve hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden ayrı ayrı araştırma yapmak suretiyle deliller değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, veraset konusunda tayin edilen bilirkişi ücretinin Hazineden alınması ve kabule göre de kimler adına tescil kararı verildiğinin ve paylarının hüküm yerinde gösterilmesi gerekirken, veraset kararına göndermede bulunmakla yetinilmesi dahi doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 20.6.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.