 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1991/3681
K. 1993/10464
T. 22.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MER'A
TAPU KAYDI
ZİLYEDLİK
ÖZET Davalının da imzasıı taşıyan Hazineye ait tapu kaydının oluşumuna ilişkin belirtmelik tutanağında, dava konusu yerin mer'a olduğu açıklandığına göre öncesinin de mer'a olduğunun kabulü zorunludur. Mer'alar özel mülkiyete konu olamayacağından davalının. tapusu ve zilyedliği hukuksal değerden yoksundur.
(3402 s. Kadastro K. m. 16)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında; 172 parsel sayılı 8000 m2. yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir, itirazı, kadastro komisyonunca reddedilen davacı Hasan, tapu ve vergi kaydına, zilyedliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, davalı Hazinenin tutunduğu ve tesbite dayanak yapılan Kasım 1963 gün ve 191 sayılı tapu kaydının kapsamında olduğu, mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Davacı tarafın tutunduğu Haziran 1949 gün, 31 sayılı tapu kaydı tepe ve kabakayalık sınırları itibariyle genişletilebilir ve miktarıyla geçerli kayıtlardandır. Kadastro tesbiti sırasında dava dışı 157, 161, 158, 159, 160 ve 162 sayılı parsellere revizyon görmüştür. Hazine tapu kaydının temelini oluşturan belirtmelik tutanağında dava konusu taşınmazın meradan kazanıldığı belirtilmiş ve tutanak davacı tarafından da köy ihtiyar kurulu üyesi olarak imzalanmıştır. Bu durum karşısında dava konusu taşınmazın davacının tutunduğu tapu kaydı kapsamında olduğu kabul edilemez. Taşınmazın öncesinin mera olduğu da belirtmelik tutanağıyla saptanmıştır. Hal böyle olunca, taşınmazda Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten önceki dönemde davacı tarafından sürdürülen zilyedliğe değer verilmesi mümkün değildir. Bu yönler göz önünde tutularak davanın reddine, taşınmazın davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.