 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1990/8362
K: 1990/7001
T: 05.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldığı, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında dava konusu taşınmaz 6 yıldan beri K. oğlu R.A.'nın zilyetliğinde bulunduğundan ve kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca devlete kalan yerlerden olduğundan söz edilerek davalı hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı R.A. taşınmazın kaçak ve yitik kişi yeri olmadığını, zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının yararına gerçekleştiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın K.A. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde davacının mira bırakını K.A. yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme hatalıdır. Tesbit sırasında bilgilerine başvurulan tutanak bilirkişileri taşınmazda davacı R.A.'nın 6 yıldan beri zilyet olduğunu açıklamışlardır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık ise; taşınmazda davacının miras bırakanı K.'nin 20 yılı aşkın süreden beri zilyet olduğunu ve harman yeri olarak tasarruf ettiklerini haber vermiştir. Mahkemece taşınmazın özel ya da genel harman yeri olup olmadığı gereği gibi araştırılmamıştır. Diğer yandan, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak içeriği arasında meydana gelen çelişki giderilmemiştir. Böylesine yetersiz bir araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde; yeniden yapılacak keşifte tutanak bilirkişileri ile dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar yeniden taşınmaz başında dinlenmeli, sözlerindeki aykırılık giderilmeli, taşınmazın özel ya da genel harman yeri olup olmadığı yönünden de davada yararı olmayan komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile araştırma yapılmalı, toplanan tüm deliller ondan sonra birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu nedenlerle; davalı hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğu gibi,kabule görede; dava konusu taşınmazın kimler adına hangi pay oranları ile ve mülkiyetin türü de gösterilmek suretiyle tesçile karar verildiğinin hüküm yerinde gösterilmesi gerekirken dosyadaki veraset belgesine göndermede bulunulması dahi isabetsiz, hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.