Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1990/8163
K:1991/998
T:29.01.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* KADASTRO TESBİTİ
ÖZET : Mülkiyet nakleden akitler resmi şekilde yapılmadıkça muteber olmaz. Taşınmazlardan 358 sayılı parselin  tesbitinin  kesinleşmesini  müteakip  766 sayılı Tapulama Kanununun 13, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi  hükmünce,  kadastro  mahkemesine  aktarılması gerekirken komisyonun davanın  varlığını gözardı ederek Hüseyin'in itirazının kabulü  ile  parselin  bir  bölümünün Hüseyin adına  tesbitini  öngören  2.4.1984  tarihli  tapulama  komisyonu  kararının  kesinleşmesini  de  önler.  Hal  böyle olunca Hüseyin'in  aktarılan  tapu  iptali  ve  tescil  davasının  358  sayılı  parsel yönünden davacı  sıfatıyla doğal tarafıdır. Bu  itibarla  358  sayılı  parselle  ilgili  davada Hüseyin'e davacı  sıfatıyla  tebligat  yapılarak  taraf  oluşturulmak  ve  ondan  sonra  iddia  ve  savunma  ile ilgili  deliller  toplanılarak  sonucuna  göre bir  karar verilmesi gerekir.
(766 s. Tapulama K. m. 13)
(3402 s. Kadastro K. m. 5)
 
Taraflar  arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı  olarak  incelenmesi  istenilmekle;  tetkik  hakiminin raporu ve kağıtları okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
1-  Mahkemece, 217, 256, 290, 291, 411, 446, 409, 821, 896, 892, 893, 894 ve 895 parsel sayılı  olan  ve  5.5.1961  gün  ve  837  sayılı  noter  aracılığı  ile düzenlenen, tapuda kayıtlı taşınmazların bağış yoluyla temlikini içeren vekaletnamenin oluşturulduğu tarihte yürürlükte  bulunan Noterlik Kanununun 35. maddesinde öngörülen koşullarla düzenlenmediği, bu  nedenlerle  geçersiz  olduğu,  toplanıp  değerlendirilen  delillerle  saptanmıştır. Gerçekten vekaletnamenin tanzim edildiği tarihte  yürürlükte  bulunan  Noterlik  Kanununa  göre vekaletnamenin  tanzimi  şekle  bağlıdır.  Vekaletname noterlikçe resen tanzim edileceği gibi ayrıca  iki tanığın da bulunması gerekir. Olayda vekaletname Yerköy Noter Muavini Başkatip tarafından  miras  bırakan  Abdullah'ın  mührü  kullanılmak  suretiyle  tanzim edilmiştir. Tanık dinlenmemiştir.  Bu  nedenle;  kanunun aradığı geçerlilik koşullarını taşımamaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların bağış veya satışı şekle  tabidir.  Asli  resmi  şekle  tabi  kılınmış taşınmazın  bağış  veya  satımı  için  verilen  vekaletname  şekle  tabi kılınmazsa, satış ve bağışın şekle tabi kılınmasının anlamı  kalmaz.  Öte  yandan,  Tapu  Sicilli  devletin sorumluluğu  altındadır.  Böyle  işlemlerin  daha  sıkı  kontrol  ve  denetiminin  resmi şekli gerektiğinin olayımızda  şekil  hukuki  muamelenin  sıhhat  koşulunu  oluşturur.  Mülkiyeti nakleden  akitler  resmi  şekilde  yapılmadıkça muteber olmaz. Yukarıda açıklandığı gibi, aslı şekle  tabi  olan  tasarruflarda  vekaletnamenin  şekle  tabi  olması  gerekir.  Şekli  eksikliği halinde  vekaletname ve buna göre yapılan intikallerde hukukça değer taşımaz. Doktrinde bu görüşü  Rossel,  Arsebük, Oğuzman, Selici benimsemişler, uygulamada Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin  21.1.1950  gün, esas:  1949/5706,  karar: 1950/341 ve Hukuk Genel Kurulu'nun 4.6.1952  gün,  1 esas, 1952/163 karar sayılı ilamları da bu yöndedir. Bu nedenlerle, davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacıların avukatlık parasına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Tapulama Kanununun  57.  maddesi  hükmünce  taşınmazların dava tarihindeki değeri ve vekilinin sarf ettiği emek  gözönünde  tutularak  avukatlık  parası  takdir  edilmiş  bulunmasına  göre davacıların bu yöne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3-  Tapulama  tesbitinden önce Asliye Hukuk Mahkemesine açılan ve görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılan 1981/646 esas sayılı tapu iptali ve tescil davasının konusu bulunan taşınmazlardan 358 sayılı parselin  3.11.1981  tarihinde  yapılan  tesbitinde malikhanesi  Osman  adına  doldurulmuş  ve  bu tesbite sınırdaş 360 ve 361 parselde zilyed Hüseyin  bir  bölüm  yerinin  bu parsel  içinde  tesbit  edildiğini  ileri  sürmüştür. Tapu iptal ve tescil davasının  varlığı  konusu  olan  taşınmazlardan  358  sayılı  parselin  tesbitinin kesinleşmesini  ve  766  sayılı  Tapulama  Kanununun 13, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi  hükmünce Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken komisyonca davanın varlığı gözardı  edilerek  Hüseyin'in  itirazının  kabulü  ile  parselin  bir  bölümünün Hüseyin adına tesbitini  öngören  2.4.1984  tarihli Tapulama Komisyonu kararının kesinleşmesini de önler. Hal  böyle  olunca,  Hüseyin  aktarılan  tapu  iptali  ve  tescil  davasının  358  sayılı  parsel yönünden davacı sıfatı ile doğal tarafıdır.  Bu  itibarla,  358  parsel  ile  ilgili  davada Hüseyin'e  davacı  sıfatı  ile  tebligat  yapılarak  taraf  oluşturulmak  ve ondan sonra iddia ve savunma ile ilgili deliller toplanılarak sonucuna göre bir  karar  verilmek  gerekir. Mahkemece  bu  yön  gözardı  edilerek  Hüseyin'e tebligat yapılıp taraf oluşturulmadan işin esası hakkında karar  verilmesi  isabetsiz,  358  sayılı  parsel  hakkındaki  temyiz  itirazları bu nedenle yerindedir.
Sonuç  :  Yukarıda  bir  ve  iki  sayılı  bentlerde  açıklanan  nedenlerle;  davacıların avukatlık  parası  davalıların 217, 256, 290, 291, 411, 446, 409, 821, 896, 892, 893, 894 ve 895 parsellerle  ilgili  hükme  yönelik  temyiz  itirazları  yerinde  bulunmadığından  reddi  ile hükmün (ONANMASINA) oyçokluğu ile,
2- Yukarıda  üç  sayılı  bentte  ve  358  sayılı  parselle  ilgili  olarak  oluşturulan  hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 83.260  lira  bakiye  onama  harcının davalılardan, 4200  lira  harcın  davacılardan  tahsili  ile  Hazineye  ödenmesine,  Yargıtay duruşmasında  avukatla  temsil  edilen  davacı  ve  davalı taraf yararına ayrı ayrı 100.000 lira ücreti vekaletin takdirine, 29.1.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Başkası  adına taşınmaz almak ve satmak için temsil yetkisini tanıyan vekalet akdinin de taşınmaz satışının kendisi  gibi  resmi  şekle  tabi  olup  olmadığı  tartışılmalıdır.  Batı  hukukunda  ve  özellikle  İsviçre'de baskın olan  ve  Federal  Mahkemece  de kabul edilen, Yurdumuzda da yazar çoğunluğunun ve Yargıtay'ın katıldığı görüş tarzı, taşınmaz  alım-satımı  için  verilen  vekaletin  sıhhatinin  bir  şekle  tabi  olmadığıdır.  Gerçekten;  temsil yetkisinin  ve  vekalet  akdinin  sıhhatini şekle tabi tutan bir hükme ne Borçlar Kanununda, ne Medeni Kanunda rastlamak kabildir. Bu  nedenle,  Borçlar  Kanununun  11.  maddesindeki  genel  kural  gereğince  taşınmaz alım-satımına ilişkin de olsa, temsil  yetkisinin  verilmesinin  ve  vekalet  akdinin  şekilsiz  dahi  geçerli olduğunu  kabul  etmek  gerekir.  Öte  yandan,  vekil  müvekkil  adına salim akdini yaparken zaten resmi şekle uyacaktır.  Kaldı  ki; Borçlar Kanununun 390. maddesi gereğince vekil, müvekkile karşı ileride sorumlu olmamak için  vekaletini yerine getirirken özenle hareket etmek zorundadır. Nihayet, satım akdi yapılana kadar müvekkil daima  vekalet  akdinden  caymak  yani  vekili  azletmek  olanağına  sahiptir.  Taşınmaz alım-satımına ilişkin vekaletin  şekilsiz  geçerli sayılması onun isbatı için bazı koşulların aranmayacağı anlamına gelmez. Tapu Sicil Nizamnamesinin  17.  maddesi  gereğince  tescil talebi hak sahibinin temsilcisi veya vekili tarafından yapılırsa talepte  bulunan  kimse hak sahibini temsil etmeye yetkili olduğunu kanıtlayıcı belge ve vekaletnamenin onaylı birer örneğini tapu memuruna vermesi yeterlidir.
5.5.1972  tarihinde  yürürlüğe giren 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi; "niteliği bakımından tapuda işlem  yapılmasını  gerektiren  vekaletnameleri"  "düzenleme  şeklinde  yapılması  zorunlu  işlemler" arasında saymaktadır.  Bu  hükmün  bir  sıhhat  şekli  mi  koyduğu,  yoksa bir ispat şekli mi öngördüğü tartışılabilir. Kanımızca,  maddi  hukuk  işlemlerinin  sıhhat  şekline  bağlı  tutulması yine maddi hukuka ilişkin kanunlarda öngörülmelidir.  Medeni  Kanunun  şekil  serbestliği ilkesi,  usule  ilişkin  kanunlarla  zedelenmemelidir. Kaldı ki, Noterlik  Kanununun  89.  maddesinin  yazılış biçiminden, bu maddede sayılan işlemler için notere başvurulduğu taktirde  noterin  bunları  ne  şekilde  yapacağını göstermeyi hedef tuttuğu, yoksa onlar için bir sıhhat şekli koymak amacını taşımadığı sonucuna ulaşabilmektedir.  Olayda  müvekkil,  vekilini  azletmemiş;  vekil, vekaletnamesindeki  yetkiye  dayalı olarak müvekkili adına dava konusu olan taşınmazları tapu memuru huzurunda bağış  yoluyla  başkasına  temlik  etmiştir.  Bu  durumda, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Noterlik  kanununun 35. maddesi gereğince iki tanık onayı bulunmadığından söz edilerek vekaletnamenin geçersiz olduğu  ve  vekilinin  Tapu  Sicil  Muhafızlığında yaptığı aktin hukukça değer taşımadığı sonucuna ulaşılamaz. Mahkemece  bu  yönler  gözönünde  tutularak davanın reddine, taşınmazların davalı taraf adına tapuya tesciline karar  verilmesi  gerekir.  Bu  nedenlerle yazılı şekilde hükmün kurulması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan  hüküm  bozulmalıdır. Yukarıda arza çalıştığımız nedenlerle onamayı öngören çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.
 
İ. Hakkı GÜROĞLU  Başkan
Y.Mete GÜNEL  Üye
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini