 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1990/4720
K: 1990/3480
T: 26.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kadastro sırasında 73 ada 2 parsel sayılı 563 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak davacı İsmail Hakkı adına tesbit edilmiştir. İsmail Hakkı, Pınarbaşı Belediye Başkanlığı aleyhine Kadastro Mahkemesine açtığı davada, adına 2 parsel sayısı ile tesbit edilen taşımazın yüzölçümünün 824 m2 . noksan olduğunu, taşımazda davalı Belediyenin bir hakkı bulunmadığını ileri sürerek 824 m2.'lik bölümün taşınmazına ilavesiyle taşınmazının yüzölçümünün 1405 m2.'ye çıkartılmasını istemiştir. Mahkemece, 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında düzenlenen tutanağa karşı yasal süre içerisinde dava açılmadığı, bu nedenle; tutanağın kesinleştiği gerekçe gösterilerek davanın reddine, 2 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinin yasal süre içerisinde verildiği anlaşılmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
KARAR : 73 ada 2 parsel sayılı taşımazın tesbiti davacı adına yapılmıştır. Kadastro tutanağı 7.6.1989 gününde askıya çıkartılmış, 6.7.1989 gününde askıdan indirilmiştir. Davacı adına tesbit edilen taşınmazın tutanağına üçüncü kişiler tarafından itiraz edilmediği gibi, yasal süre içerisinde sözü edilen parsele yönelik olmak üzere davalı Belediye veya ücüncü kişiler tarafından dava açılmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesi hükmünce Kadastro Mahkemesinin davayı görebilmesi için; dava konusu taşınmaz hakkında aynı yasanın 6 ve onu izleyen maddeleri uyarınca tesbit tutanağının düzenlenmesi ve yasal süre içerisinde davanın açılmış olma sı gerekir. Olayda; 2 sayılı parsel 563 m2. olarak davacı adına tesbit edilmiş olduğuna göre, davacının davası, parselin doğu, batı ve kuzey sınırını oluşturan ve kadastro sırasında yol olarak kadastro dışı bırakılan taşınmazlara yöneliktir. Yol niteliği ile kadastro dışı bırakılan taşımazlar hakkında tutanak düzenlenmemiş ve davacı tesbit sırasında hazır bulunarak bu yönde bir uyuşmazlık çıkarmamıştır. Dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere, dava konusu taşınmazın yol niteliği ile tesbit (kadastro dışı bırakılma işlemi kesinleşmiştir. Mahkemece bu yön gözönünde tutularak dava dilekçesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmünce görev yönünden reddine, dosyanın görevli Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, davacı adına tesbit edilen ve kesinleşen 2 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın gereği yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmek gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule görede; 2 sayılı parselin tesbitine Kadastro Kanununun 12. maddesinde öngörülen süre içinde dava açılmadığı kabul edildiğine göre, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken, davanın reddine 2 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline biçiminde hüküm kurulması dahi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, talep halinde peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine, 26.3.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.