 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1990/2116
K. 1992/19064
T. 7.10.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİ
MİKTAR FAZLASI
ÖZET 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde, bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyedlik yoluyla sulu toprakta 40 dönüm, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz edinilebileceği öngörülmüştür.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 222 parsel sayılı 67000 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı 223 ve 224 parsellerin miktar fazlası olduğundan sözedilerek davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı; kadastro komisyonunca reddedilen davacı Abdülmecit, vergi kaydına, satın alma ve zilyedliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, taşınmazın ekli krokide (A) ile gösterilen 61000 m2.lik kısmının davacı adına, (B) ile gösterilen 6000 m2.lik kısmının ise davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın vergide kayıtlı olmadığı ve çekişmeli parselin keşif haritasında (A) harfi ile gösterilen 61000 m2. yüzölçümündeki kesim üzerinde davacı taraf yararına belgesiz zilyedlik yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; hükmün yasal dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde, bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyedlik yoluyla sulu toprakta 40 dönüm, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz edinebileceği öngörülmüştür. Davacının, dava konusu taşınmazın dışında belgesiz zilyedlik yoluyla 39000 m2. yüzölçümlü taşınmaz edindiği, ayrıca davacının çekişmeli parsele bitişik 221 ve 223 sayılı toplam 26.900 m2. yüzölçümündeki parselleri de oğullarına bağışladığı ve söz konusu parsellerin davacıdan devren gelen eklemeli zilyedlik yoluyla davacının oğulları tarafından edinildiği belirtilerek, bu kişiler adına tesbit edildiği ve tesbitlerinin kesinleştiği belirlenmiştir. Hal böyle olunca; davacının ve haleflerinin belgesiz zilyedlik yoluyla aynı çalışma alanı içinde edindikleri taşınmazların yüzölçümlerinin toplamı 65.900 m2.dir Bu durumda, davacının aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyedlik. yoluyla edinebileceği taşınmaz miktarı 34.100 m2. olmaktadır. Mahkemece bu yönler dikkate alınarak taşınmazın 34.100 m2.lik kesiminin davacı adına, geri kalan 32.900 m2. yüzölçümündeki kesiminin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, davacının tesbitten önce 1971 yılında oğullarına devir ettiği 221 ve 223 sayılı parsellerin durumları dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 7.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.