 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1990/16487
K: 1990/14857
T: 06.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazın keşif haritasında gösterilen 36 adet parselle birlikte bir bütün olduğu ve tapulama tutanağında yazılı Nisan 1314 gün ve 27 ve 36 sayılı sicilden gelen 4595 metrekare yüzölçümlü tapu kayıt kapsamında kaldığı ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1/F maddesi hükmüne göre orman olmadığı 1965 yılında yapılan paylaşmada 37 adet parsele bölündüğü dava konusu parselin de davalıya düştüğü gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; mahkemece yapılan araştırma, inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmaktadır. Tapu kaydı P. ve K. sınırları niteliği itibariyle genişlemeye elverişli sınırlardır. Taşınmazın çevresinde orman olduğu keşif haritasında gösterilmiştir. Bu durumda kayıt kapsamının yüzölçümleri ile belirlenmesi gerekir. Ayrıca, taşınmazın orman olup olmadığı konusunda alınan uzman bilirkişi raporu da yetersizdir. Çünkü bilirkişi raporunda taşınmazın 3831 sayılı Orman Kanununun 1/F maddesi hükmüne göre orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Oysa, bu rapor taşınmazın tapu kayıt kapsamında olduğu varsayımına dayanmaktadır. Tapu kaydı yüzölçüm fazlasının tapu kapsamı dışında kaldığı gözönünde tutularak bu yerin orman olup olmadığının aynı maddenin diğer fıkralarına göre belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan aynı tapu kaydına göre tesbiti yapılan 37 adet parsele ait davaların birleştirilerek görüldüğü sırada sonradan ayırma kararı verilmesi sebebi de anlaşılamamıştır. Davanın sağlıklı bir çözüme bağlanması tapu kayıt kapsamının belirlenmesine bağlı olduğundan davalardan biri hakkında verilen kararın diğerlerine de etkili olması söz konusudur. Bu itibarla usulün 45. maddesi hükmüne göre bu davaların birleştirilmesi gerekir. O halde; öncelikle tesbit tutanağında yazılı ve aynı bütünden bölünen taşınmazlara ait davalar birleştirilmeli tutunulan tapu kayıt kapsamı yöreyi iyi bilen yerli bilirkişiler ile teknik bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak ve değişmez sınırlardan başlamak suretiyle ve miktarına değer verilerek belirlenmeli, teknik bilirkişiye uygulamayı gösteren harita çizdirilmeli ve rapor alınmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, tapu kaydı kapsamı dışında kalan kesimlerin orman olmadığının belirlenmesi halinde paylaşmanın yapıldığı 1965 yılından tapulama tesbit tarihine kadar 20 yıllık bağımsız kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünce getirilen sınırlamalar çerçevesinde araştırma yapılmalı, orman ya da orman toprağı sayılan yerlerde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun bu yerlerin zilyetlikle kazanılamıyacağı gözönünde tutulmalı, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenlerle; orman idaresini temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6.12.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.