 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1990/12149
K:1990/15575
T:20.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KADASTRO TESBİTİ
* ZİLYEDLİK
* İSTİHKAK DAVASI
* ÇEKİŞME
ÖZET : Tescil davasının, sürdürülen zilyetliğin 20 yıla ulaşmaması nedeniyle reddedilmesi çekişme (niza) olarak nitelendirilemez. Ancak, taşınmazın zilyedine karşı gerçek hak sahibi tarafından bir istihkak davası açılması ve bu davanın olumlu olarak sonuçlanması halinde çekişme var sayılır.
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik hakiminin raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında, 381 parsel sayılı 7500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı yüzölçümü fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Davalı Yusuf'un kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan itirazı Tapulama Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydı miktar fazlası olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Yusuf, taşınmazı Kemal'den satın aldığını savunmuş ve eklemeli zilyetliğe dayanmıştır. Dava dışı 380 sayılı parsel ise Kemal adına tescil hükmüyle oluşan ve ondan Yusuf'a geçen tapu kaydına dayalı olarak tesbit olunmuştur. Mahkemece tescil hükmüyle ilgili dava dosyası getirtilmiş olduğu halde 380 parsele revizyon gören tapu kaydının haritası uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, o tapu kaydında nizalı parselin ne şekilde sınır gösterildiği saptanmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde; tescil hükmünde sınır gösterilen Yusuf iken halen davacı Kemal tarlası sınırının belirlenmesi yönünden 376, 377 parsel sayılı taşınmazlar ile tesbitinin dayanağı olan kayıt ve belgeler getirtilmeli, ondan sonra 380 sayılı parsele revizyon gören davalıya ait tapu kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmünce uygulanmalı, tapu kaydının kapsamı ölçekli ve yerine uygulama olanağı bulunan haritasına göre saptanmalı, bu uygulama ile dava konusu 381 sayılı parselin konumu belirlenmeli ve ayrıca tescil davasında düzenlenen 19.10.1971 tarihli haritanın hangi bölümü içinde ya da çalılık olarak gösterilen yerde bulunup bulunmadığı da saptanmalı, ondan sonra zilyetlik delilleri tescil davasına ait dosya içeriği ve tescil davasının davacısının taşınmazda sürdürdüğü zilyetlik üzerinde niza çıkarılmadığı zilyet tarafından kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine göre açılan tescil davasının bu parsel yönünden zilyetliğin iktisaba yeterli süreye ulaşmaması sebebiyle reddedilmiş olması halinin zilyetliği kesmeyeceği gözönünde tutularak deliller hep birlikte değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma, uygulama yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 20.12.1990 günü oybirliğiyle karar verildi.