 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1990/11066
K: 1990/9940
T: 11.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında dava konusu taşınmazın orman ile çevrili olduğu bu gibi yerlerin zilyetlikle iktisap edilemiyeceği belirtilerek hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne taşınmazın davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm hazinece temyiz edilmiştir.
Bu ve komşu taşınmazlar hakkında mahkemece yapılan orman araştırması ile ilgili olarak bilirkişi emekli orman teknikleri S.T.'nin raporu birbirinin benzeridir. Çekişmesiz dönemde düzenlenen Kadastro tutanağında taşınmazın ormanla çevrili, diğer bir anlatımla orman sınırları içinde kaldığı belirtilmiş olduğu halde, bilirkişi raporunda bu konuda her hangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bir kısım çevre arazinin tapulama harici taşlık olarak gösterilmesi o yerin orman olmadığı anlamına gelmez. Bu itibarla bu nitelikteki bilirkişi raporuna değer verilerek hüküm kurulamaz. O halde, mahkemece nizalı ve nizadışı komşu parselleri bir arada gösterir birleşik harita yaptırılmalı, taşınmazların ormana nerede ve ne şekilde sınır olduğu belirlenmeli, biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyeceği gözönünde tutularak bu parseller hakkındaki dava dosyaları usulün 45/3. maddesi hükmünce birleştirilmeli, ondan sonra olanak bulunduğu takdirde bilimsel alanda görev yapan 3 kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi hükmünce orman araştırması yapılmalı, taşınmazların orman ya da orman toprağı olup olmadığı diğer bir değişle öncesi orman iken açma suretiyle tarla haline getirtilip getirilmediği belirlenmeli bu araştırmada çevre arazi örtüsü incelemeli, diğer parseller hakkında raporlar okunmalı açıklamalı rapor alınmalı, orman ise zilyetlikle iktisap edilemiyeceği dikkate alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesi hükmünce hüküm kurulmalı, orman değil ise davacı tarafın dayandığı vergi kaydını uygulayan yerel bilirkişinin vergi kaydı buraya aittir biçimindeki dayanaktan yoksun sözleri kayda kapsam belirlemeye yeterli olmadığından yeniden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmüne sınırlarında ismi geçen kişilere ait vergi kayıtlarının uygulanması suretiyle belirlenen sınırlar ve niteliği birleşik haritada ve raporda gösterilmeli, taşınmazın kısmen ya da tamamen vergi kaydının kapsam olup olmadığı belirlenmeli, gerektiğinde 14. maddedeki diğer koşullar araştırılmalı, ondan sonra zilyetlik delilleri hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönlerin gözardı edilmesi isabetsiz temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.9.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.