 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1990/10735
K: 1990/2810
T: 13.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; tetkik hakiminin raporu ve kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 102 parsel sayılı 18.600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz mer'a olarak sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilmiştir. İtirazı, komisyonca reddedilen Ali tapu kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında davalı köy kesin hükme dayanmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin mer'a olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf Kanunsani 1946 gün ve 11 numaralı tapu kaydı ve zilyetliğe, davalı köy ise, Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşen 21.12.1982 gün ve 123/260 sayılı mahkeme ilamına, başka bir deyişle; kesin hükme dayanmıştır. Davalı köy tarafından daha önce; davacı Ali aleyhine açılan mer'aya elatmanın önlenmesi davası mahkemece kabul edilerek davacının mer'aya elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nce onamak suretiyle kesinleşmiştir. Davacı, o davanın yargılaması sırasında iş bu davada dayandığı tapu kaydını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının kapsamı içinde kaldığını ileri sürmüş, yapılan yargılamada tapu kaydının dava konusu taşımaza ait olmadığı kabul edilerek elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Dava konusu 102 parsel sayılı taşımazın davalı köyün dayandığı kesin hükmün ve bu hükmün dayanağını teşkil eden haritanın kapsamı içinde kaldığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri ve teknik bilirkişinin gerekçeli raporu ile saptanmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237 maddesi hükmünce kesin hüküm yanları bağlar. Verilen elatmanın önlenmesi kararı, tesbiti ve aynı zamanda edayı da içerir. Kesin hükmün varlığı halinde ise yanlar arasında aynı taşınmazla ilgili olarak çıkan sonraki günlü uyuşmazlıkların da kesin hükme değer verilerek çözümlenmesi yasa gereğidir.
Mahkemece bu ilkeler dikkate alınarak davanın reddine, taşınmazın mer'a olarak sınrılandırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenler ve hükümde yazılı diğer gerekçelere göre, davacı Ali vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan 2500 lira onama ilam harcının mahsubu ile bakiye 2500 lira onama ilam harçının hükmü temyiz eden davacıdan tahsiline, 13.3.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.