 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1989/3587
K:1989/5874
T:11.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: Devlet ormanı olmayan, kamuya özgülenmeyen (tahsis edilmeyen] ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler zilyedlik koşullarının varlığı halinde imar ve ihya yolu ile edinilebilir.
(766 s. Tapulama K m. 37)
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 17,geçici m. 4)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1582 parsel sayılı 14.900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı olduğundan sözedilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Tesbitten önce davacı Mustafa tarafından Hazine ve Doğanbey Köyü Tüzel kişiliği aleyhine açılan tescil davası görevsizlik kararı verilerek Tapulama (Kadastro) Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, davanın reddine, taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, Tapulama Kanununun 37/son maddesi hükmünün yargılama aşamasında ölen davacının mirascıları yararına kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı Mustafa mirascıları ile davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm gününe, dinlenen yerel bilirkişi sözleri, dosya içeriği, toplanan olgu ve bulgulara göre, Hazinenin takyide yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çalılık ve delicelik yerlerden iken davacı tarafından ihya olunarak tarım toprağı haline getirildiği, ancak 766 sayılı Tapulama Yasasının değişik 37. maddesi hükmünce bu nitelikteki yerlerin kazandırıcı. zamanaşımı zilyetliği ile iktisabının tesbit gününe göre olanaksız olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki; hüküm gününden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile 766 sayılı Tapulama Yasası ve 1617 sayılı Yasanın 20. maddesi yürürlükten kaldırılmış, anılan yasanın geçici 4. maddesinde işbu yasa hükümlerinin derdest başka bir anlatımla, eldeki davalarda da uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Davacı tarafın lehine olan işbu yasa hükümlerinden yararlanması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde Devlet ormanı olmayan ve kamuya tahsis edilmeyen ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin aynı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmesi halinde ihya yolu ile iktisabına olanak sağlanmıştır. Davacı tarafın dava konusu taşınmazı imar ve ihya ederek tarım toprağı haline getirdiği ve taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin tescil davasının açıldığı güne göre 20 yılı geçtiği, öncesinin kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olmadığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri, uzman bilirkişinin raporu, toplanıp doğru olarak değerlendirilen diğer delillerle saptanmıştır. 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlar içerisinde kalan taşınmaz malların ihya yolu ile iktisabının mümkün olmadığı vurgulanmıştır. O halde; dava konusu taşınmazın il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlar içerisinde kalıp kalmadığı yetkili mercilerden sorulmak suretiyle belirlenmeli, ondan sonra deliller 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri hükmünce değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı Mustafa mirascılarının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Mustafa mirascıları yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı taraf yararına takdir olunan 10.000 lira vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak hükmü temyiz eden davacı tarafa verilmesine, 11.5.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.