 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1989/11954
K:1990/2587
T:09.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESCİL
- DEĞİŞEBİLİR SINIR
- YÜZÖLÇÜMÜ
ÖZET : Değişebilir ve genişlemeye elverişli taşınmaz mallarla ilgili belgeler yüzölçümü ile geçerlidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
(766 s. Tapulama K. m. 42)
Davacı Hazinenin, davalı Bekir ve paydaşları aleyhine açtığı davanın reddine, 69.000 metrekare yüzölçümündeki 367 parsel sayılı taşınmazın payları da gösterilmek suretiyle davalılar adına tapuya tesciline ilişkin, yerel mahkemenin 16.7.1985 gün ve 7/48 sayılı kararı davacı Hazinenin temyizi üzerine, Dairenin 30.6.1989 gün ve 7853/8183 sayılı ilamında gösterilen gerekçelerle onanmıştır.
Davacı Hazine, bu kez karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. İsteğin, yasal süre içinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra; tetkik hakiminin raporu okundu, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı Hazine, 4753 ve 5618 sayılı Yasa hükümlerine dayalı olarak oluşturulan 24.9.1954 gün ve 84 numaralı 47.750 metrekare yüzölçümlü tapu kaydına, davalı taraf ise, Hazinenin iskan yoluyla dağıtımı sonucu 2510 sayılı Yasa hükümlerine tevfikan tesis olunan 13 Ekim 1958 gün ve 61 numaralı ve 4 hektar yüzölçümlü tapu kaydı ve zilyetliğe dayanmışlardır. Davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının doğu ve batı sınırı Hazine, kuzey sınırı Kumtepe yolu, güney sınırı ise, Salip Paşa vereseleri çiftliği, davalı tarafın dayandığı tapu kaydının sınırları ise, doğuda Hazine, batıda Eski malüller, kuzey yol, güney ise Salip Paşa vereseleridir. Mahkemece tarafların dayandığı tapu kayıtlarının iç içe girdiği ve taşınmazın tümünde davalı tarafın zilyed bulunduğu gerekçe gösterilerek 2510 sayılı Yasa hükümlerine dayalı olarak oluşturulan davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ve zilyetliğe değer verilerek davanın reddine karar verilmiştir. Tapu kayıtlarının gittileri bulunmamaktadır. Hazine'nin dayandığı tapu kaydı eski günlüdür. Kadastro tesbiti 14.7.1961 gününde yapılmıştır. Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının tesis günüyle tesbit günü arasında geçen zilyetlik süresi 10 seneye ulaşmaktadır. Her iki tapu kaydının dayanağı haritanın bulunmadığı da bozma kararı çerçevesinde yapılan araştırma sonunda belirlenmiştir. Davacı Hazine ve gerekse davalı tarafın dayandığı tapu kaydında doğuda sınır olarak Hazine yeri gösterilmiştir. Başka bir değişle; davalı tarafın dayandığı tapu kaydında doğuda sınır hazine gösterildiğine göre; bu sınır değişebilir ve genişletilmeye elverişli niteliktedir. Hüküm gününde yürürlükte bulunan 766 sayılı Tapulama Kanununun 42., hüküm gününden sonra yürürlüğe giren ve derdest davalarda da uygulanması gereken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmünce; bu nitelikteki belgeler yüzölçümüyle geçerlidir. Bu durumda; tarafların dayandığı tapu kayıtlarının tümü ile iç içe girdiğinin kabulüne tapuda yazılı sınırlar ve yüzölçümleri bakımından olanak bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla; davalı tarafın dayandığı tapu kaydı yüzölçümü fazlasının davacı Hazinenin dayandığı eski günlü tapu kaydının kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekir. Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının sınırları genişletilmeye elverişli olduğuna göre, olayda; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/D maddesinin davalı taraf yararına uygulama olanağı yoktur. Başka bir ifade ile; davalı tarafın dayandığı tapu kaydının tesis olduğu gün ile tesbit günü arasında tapu kaydı miktar fazlası yönünden 10 yıllık zilyetlik süresi gerçekleşmediği gibi, tapu kaydının sınırları genişletilmeye elverişli olduğundan davalı tarafın anılan madde hükmünden yararlanması da mümkün değildir. Bu durumda; yüzölçümüyle geçerli olan davalı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamı içinde kalan 40.000 metrekarelik taşınmaz bölümün davalı taraf adına, geri kalan 29.000 metrekarelik bölümün ise, Hazine adına tapuya tesciline karar verilmek gerekirken, saptanan olgu ve bulguların ve tapu kayıtlarının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek Hazinenin davasının tümü ile reddine karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olup hükmün bozulması gerekirken, bir yanılgı sonucu onandığı görüldüğünden, davacı Hazinenin yerinde görülen karar düzeltme isteğinin kabulü ile onamayı öngören Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle Hazine yararına BOZULMASINA, 9.3.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.