 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1989/11891
K:1990/12228
T:23.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KADASTRO TESBİTİ
ÖZET:4 Kadastro sırasında, 766 sayılı Tapulama Kanununun 13 yada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesinin uygulanabilmesi için o taşınmaz hakkında daha önce hukuk mahkemesine açılan ve görülmekte olan bir davanın bulunduğu belirlenmelidir. Kadastro tesbitinden önce müracaata bırakılmış veya işlemden kaldırılmış olan dava, görülmekte olan dava olarak nitelendirilemez.
(3402 s. Kadastro K. m. 25, 26, 27)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; tetkik hakiminin raporu ve kağıtları okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1330 parsel sayılı, 1725 m2. ve 1331 parsel sayılı 3158 m2. yüzölçümündeki taşınmazların tesbiti 766 sayılı Tapulama Kanununun 13. maddesi hükmünce malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Sulh hukuk mahkemesinin 1971/123 esas sayılı elatmanın önlenmesi davası değer yönünden görevsizlik kararıyla asliye hukuk mahkemesine aktarılmış ve 1972/5 esasında kayıtlı iken 20.12.1972 tarihinde müracaata bırakılmış olup, 22.9.1973 gününde muameleden kaldırılmıştır. Mahkemece, işin içine girilerek davacı Şevket'in davasının kabulüne, taşınmazların davacı Şevket mirasçıları adına adları ve pay oranları gösterilmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Musa tarafından temyiz edilmiştir.
766 sayılı Tapulama Kanununun 13 ve daha sonra yürürlüğe konulan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, mahalli hukuk mahkemesinde görülmekte olan kadastro ile ilgili bir davanın bulunması gerekir. Oysa, olayda Asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan 1972/5 esas sayılı dava tesbitten önce müracaata bırakılmış ve yine tesbitten önce işlemden kaldırılmış ve bu konuda oluşturulan karar kesinleşmiştir. Böylece, ortada kadastro mahkemesine aktarılması gereken bir dava bulunmamaktadır. Kadastro hakiminin davaya bakabilmesi için, tesbitten önce açılan ve görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine aktarılan bir davanın bulunması yada ilgilisi tarafından komisyon kararına karşı dava açılması gerekir. Taşınmazların tesbitine itiraz edilmemiştir. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak taşınmazlarla ilgili olarak kadastronun tamamlanması için tutanak ve eklerinin kadastro müdürlüğüne iadesine, dava dosyalarının Asliye Hukuk Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmek gerekirken, bu konuda yanlışa düşülerek dava olmadığı halde işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın içeriği itibariyle diğer yönlerin incelenmesine ve mümeyyiz yararına avukatlık parası takdirine yer olmadığına, 23.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.