 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1988/1489
K:1989/820
T:31.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖNALIM [ŞUFA] DAVASI
- KADASTRO MAHKEMESİ GÖREV
ÖZET : Önalım [şufa] davası gibi yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren davalara bakmak, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır.
(766 s. Tapulama K m. 47/son)
(3402 s. Kadastro K m. 25/son,geçici m.4)
(YİBK., 6.7.1955 gün ve 13/19 s.)
Taraflar arasında kadastro tasbitinden doğan dava sönucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 65, 89 ve 90 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydına, tapu dışı paylaşmaya dayanılarak ve tapudaki pay oranları da gözönünde tutularak 65, 90 sayılı parseller davacı Raife ile davalılar Osman ve Mehmet, 89 parsel ise Mustafa adına tesbit edilmiştir. Davalılardan Osman ve Mehmet'in taşınmazların paylaşılmadığına, Mehmet kızı Selime'nin payı bulunduğuna yönelik itirazları komisyonca kabul edilerek, taşınmazların tümü 128 pay kabul edilerek (57) payın Osman, (57) payın Mehmet, (12) payının Mehmet kızı Selime, 2 payının ise davacı Raife adına tesciline karar verilmiş, komisyon kararının tebliğine rağmen komisyon kararına karşı dava açılmamıştır. Asliye mahkemesinde görülmekte olan ve tesbitten önce davacı Raife tarafından davalılar Osman ve Mehmet aleyhine açılan şufa davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, şufa davasının kabulüne, Osman ve Mehmet'e ait payların davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm gününde yürürlükte bulunan Tapulama Kanununun 47/con maddesinde, ihdas edici nitelikte hüküm almayı gerektiren isteklerin tapulama mahkemesinin görevi dışında kaldığına işaret olunmuş, hüküm gününden sonra yürürlüğe giren ve geçici 4. maddesinde eldeki davalarda da uygulanması gerekeceği vurgulanan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25/son maddesinde, mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin kadastro mahkemesinin görevi dışında olduğu belirtilmiştir. Şuf'a davaları bu nitelikteki davalardandır. İş bu düzenlemeler karşısında mahkemenin dayandığı 6.7.1955 gün 13/19 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama o'anağı kalmamıştır. Görev kamu düzen ile ilgili olup, yargalamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenlerle görevsizlik kararı verilerek, kadastro mahkemesine aktarılan şufa davasına kadastro mahkemesinde bakılamaz. Bu durumda aktarılan şuf'a davasının görev yönünden reddine, kesinleşen komisyon kararı ve eklerinin gereği yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine, dosyanın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmüncü Keşap Asliye Hukuk Mahkemesi'ne tevdiine karar verilmek gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Mehmet ve Osman'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozmanın içeriğine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar yararına takdir edilen 10.000 lira avukatlık parasının davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara verilmesine, 31.1. 1989 günüde oybirliği ile karar verildi.