 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1988/13399
K: 1992/16268
T: 25.06.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tekik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldüğü;
KARAR : Kadostro sırasında 26 parsel sayılı 12.300 M2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına, miras yolu ile gelen hakka, pay bağışına, paylaşmaya ve zilyetliğe dayanılarak davalı Ahmet Çağır adına tesbit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacı Mehmet Şerif Pekgül tapu kaydına ve miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davacının keşif avansını yatırmadığından davasının reddine, taşınmazın davalı Ahmet Çağır mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M. Şerif Pekgül tarafından temyiz edilmiştir.
Kadostro tesbiti tarafların ortak miras bırakını Ali Bini Hurik adına olan Kanunievvel 1288 tarih 209 sayılı tapu kaydına, mirasçılar arasında pay temliki ve paylaşmaya dayanılarak mirasçılardan Ahmet Çağır adına yapılmıştır. davacı taşınmazda tapu kayıt malikinden gelen miras payı olduğunu ileri sürerek bu payının kendi adına taphuya tescili için dava açmıştır. Şu halde göre, taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı ve tesbite dayanak yapılan tapu kaydının nizalı taşınmaza ait olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmadığı gibi gerek tesbit tutanağına ve gerekse dosyadaki delillere göre davacı M. Şerif Tekgül Hurik oğlu Ali'nin mirasçıları arasındadır. Bu duruma göre mirasçılar arasında paylaşma yapıldığının ve taşınmazın paylaşma sonunda kendilerine düştüğünün ispat yükümü davalı tarafa aittir. Bu nedenle mahkemece ara kararı belirlenen keşif avansının verilen süre içerisinde ispat külfeti ile yükümlü bulunmayan davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmamış olması gerekçe gösterilerek davanın reddinde isbat bulunmamaktadır. Diğer taraftan, davalı Ahmet Çağır'ın lümü nedeniyle dava dilekçesi kendisine tebliğ edilememiş olup, mirasçılar adına yapılan tebligat da yasaya uygun değildir. O halde, davalı Ahmet Çağır'ın mirasçılarına savunmayla ilgili delillerini bildirmeleri için yasada öngörülen şekilde meşruhatlı davetiye çıkartılması, davalılar delil bildirdikleri davacı da karşı delil gösterdiği takdirde toplanıp incelenmesi, ondan sonra deliller bir arada takdir edilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfeti ile yükümlü bulunmayan ve ne sebeple keşif yapılacağı belirtilmeksizin, yatırılması gereken keşif avansının sarf yerleri de açık seçik gösterilmeden verilen ara kararının yerine getirilmediğinden söz edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.