 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1988/11842
K: 1989/12794
T: 20.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekte, gereği görüşüldü:
KARAR : Hükmüne uyulan daire bozma kararında, komisyonca taşınmazın tamamı üç pay kabul edilerek bir payının davalı Hazine, 2 payının dava davacı adına tesbit ve tapuya tesciline karar verildiği, bu karara karşı sadece Hazine payına yönelik olarak dava açıldığından sözedilerek davaya Hazine payı ile ilgili olarak bakılması ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda; davanın reddiyle dava konusu parselin komisyonca gösterilen payları oranında tarafların adına tapuya tesciline, cinsi, sayısı ve nitelikleri keşif tutanağı ve raporlarda gösterilen ağaçların davacıya ait muhtesat olarak beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, tesbite esas alınan Kanunisani 1288 gün, 4 sayılı sicilden gelen tapu kaydının kapsamında kaldığı mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile saptanmış olduğu gibi, esasen bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık komisyonca Hazineye verilen 1/3 payın davacı tarafa ait olup olmadığı, açık bir anlatımla bu payın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği yönündedir. Tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede yarı payın davacı tarafın kök miras bırakanı Abdurrahman'a ait olduğu, Abdurrahman'ın ölümü üzerine mirasçılarına kaldığı, mirasçılar arasında yapılan tapu dışı paylaşmada davacı payına düştüğü, diğer yarı payın ise; kaçak ve yitikkişi Abraham oğlu Artin'e ait olup bu payın kanunları uyarınca devlete geçtiği belirlenmiştir. Kaçak ve yitik kişilerden devlete kalan taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Bu durumda; Hazineye verilen payın davacı tarafça zilyetlik yoluyla iktisap edildiğinden söz edilemez. Her ne kadar tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede yarı payın kaçak ve yitik kişiden devlete kaldığı belirlenmiş ise de; komisyon kararına karşı Hazine dava açmadığı için komisyon kararı davacı taraf yararına kesinleşmiştir. Kuşkusuz Hazinenin kayden gelen ve Hazineye kalan payı hakkında genel mahkemede dava açma hakkı saklıdır. Diğer taraftan, taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı tarafça tesbit gününden önce dikilip yetiştirildiği, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Bu durumda; davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmünün uygulanmasına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlere ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davacı ile davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA 20.11.1989 gününde oy birliği ile karar verildi.