 |
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1988/11811
K: 1990/4384
T: 10.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında tupalama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, gereği görüşüldü:
KARAR : Son daire bozma kararına uyulduktan sonra, İsmail E.'ün de iskan kaydına dayanarak katıldığı davada mahkemece yapılan yargılama, araştırma ve uygulama sonunda davacı ve katılanın davalarının reddine, dava konusu parsellerin ayrı yarı davalılar adına tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve katılan vekilleri tarafından temyiz edilmiştir
1 - Dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın davacının dayandığı 12.5.1936 gün ve 61 numaralı tapu kaydı ile gittilerinin kapsamı dışında, davalı Ali B.'ın dayandığı tesbite esas alınan Aralık 1933 gün 38,39, 42, eğ 43 numaralı kayıtlarla bu kayıtların gittisi olan Ocak 1952 gün ve 58,59,60 ve 61 numaraları tapu kayıtlarının kapsamı içinde kaldığı, taşnmazın davalı tarafın tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğu, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri, teknik bilirkişinin raporu, toplanıp doğru olarak değerlendirilen sair delillerle saptanmıştır. Bu nedenlerle ve hükümde yazılı gerekçelere göre, davacının bu parsele yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün ONANMASINA,
2 - Davacının 18 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyizine gelince; Dava konusu taşınmazın davalı Halil ve Dudu Ş.'in dayandığı 29.1.1934 gün ve 78 numaralı sicilden gelen 18.9959 gün ve 5 sayılı tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri, teknik bilirkişinin raporu, komşu parsele revizyon gören belgeler üzerinde yapılan denetim, mahkemece toplanıp doğru olarak değerlendirilen sair delillerle saptanmıştır. davacının dayandığı 12.5.1936 gün ve 61 numaralı sicilden gelen 3.11.1952 gün ve 8 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaza ait olduğu kesin olarak belirlenememiş ise de mahkemece 18 parsel sayılı taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının da kapsamı içinde kaldığı, başka bir anlatımla; tapu kayıtlarının iç içe girdiği kabul edilmiştir. Hükmü gerekçe yönünden davalılar tarafından temyiz edilmemiştir. Tarafların dayandığı tapu kayıtları 2510 sayılı yasa hükümlerine göre oluşturulmuştur. Davacı tarafların taşınmaz üzerinde tasarruf ve zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazın davalı tarafın tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğu saptanmıştır. Bu durumda önceki günlü tapu kaydına değer verilerek davanın reddine, taşınmazın davalı Halil ve Dudu Ş. adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenler ve hükümde yazılı diğer gerekçelere göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 10.4.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.