 |
T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E: 2001/13617
K: 2002/171
T: 23.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1412/m.251
1918/m.14,25
647/m.5
DAVA : 1918 sayılı kanuna muhalefetten sanıklar, Salih ..... ve Arkadaşları haklarında yapılan duruşma sonunda: sanıklar Kemal ...., Selahattin .., Mehmet ..... ve Hadi .....ın beraatlerine, sanıklar Salih ......, Nadir ..... ve Adıgüzel .....ın hükümlülüklerine ve müsadereye dair Doğubeyazıt Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 4.5.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi, Cumhuriyet Savcısı, müdahil idare vekili ve sanıklar Salih ......, Adıgüzel ....... ile Nadir .... vekilleri tarafından süresinde istenilerek, bu sanıklar vekilleri yönünden de duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 27.7.2001 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle, sanıklar haklarında tayin olunan cezanın miktar ve niteliği itibariyle temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verildikten Yargıtay Cumhuriyet Savcısının düşüncesi alındıktan ve sanıklar vekilleri savunmalarını yaptıktan sonra dosyadaki kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
I-Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre müdahil idare vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıklar Kemal ......., Selahattin ...., Mehmet ..... ve Hadi ......ın beraatlerine dair hükmün ONANMASINA,
II-Sanıklar Salih ...., Nadir ..... ve Adıgüzel .... vekilleri ile Cumhuriyet Savcısı ve müdahil idare vekilinin bu sanıklara yönelik temyizlerine göre yapılan incelemede;
1-Duruşmada hazır bulunan sanıklar vekillerine, esas hakkında mütalaaya karşı diyecekleri sorulmadan hüküm kurulması suretiyle CMUK.nun 251.maddesine aykırı davranılması,
2-Sanıklar Nadir ...... ve Adıgüzel ......ın sahte olarak düzenlenmiş belgelerle yurda sokulan dava konusu eşyaları naklettikleri sırada yakalanmalarını müteakip zabıtaca alınan 20.8.2000 günlü ifadelerinde, İrandaki yükleyici firmanın Doğubeyazıtta kendilerini Gürbulak Gümrükleme şirketinden bir şahsın karşılayarak işlemleri yapacaklarını belirtmeleri üzerine anılan firma çalışanlarının resimlerinin kendilerine gösterildiği ve sanık Nadir ......in bu şahıslardan sadece Salih .....i tanıdığını ancak kendisini karşılayanın Salih Eskin olmadığını ve diğerlerini tanımadığını, sanık Adıgüzel .... da şahıslardan hiçbirini tanımadığını beyan ettikleri, bilahare Gürbulak Gümrükleme ofisinde yapılan aramada muhtelif yabancı firmalara ait kaşe ve mühürlerin ele geçtiği, sanıklar Nadir ..... ve Adıgüzel ......ın aşamalardaki anlatımlarında yükleyici firma yetkilisinin eşyaların Salih ......e ait olduğunu söylediğini savundukları ve duruşmadaki yüzleştirmede de Salih .....i teşhis edemedikleri, sanık Salih .....in ise savunmasında olay ve eşyalarla ilgisinin bulunmadığını ifade ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, düzenlenen belgelerde sanık Salih .....in isim ve imzasının bulunmadığı, ofisinde ele geçen kaşelerin kullanılmadığı, sahte olduğu belirtilen belgelerin tanzimine iştirak ettiğine ve eşyaların sahibi olduğuna dair maddi bir bulgu da elde edilemediği cihetle, sanıklar Nadir ...... ve Adıgüzel ......ın yan delillerle doğrulanmayan anlatımları dışında sanık Salih .... in savunmasının aksine mahkümiyetine yeter derecede, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret bulunduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, sonuçta Salih Eskinin yazılı şekilde mahkümiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de,
3-Sanıklar Nadir ........ ve Adıgüzel ...... kaçak eşyanın bir kısmının naklinde kullanılan araç sürücüleri olup, taşıdıkları miktar eşya ile sınırlı olmak üzere mahkümiyetleri yerine tüm eşyadan sorumlu tutularak tecziyelerine karar verilmesi ve bu şekilde yapılan uygulamada da Nadir Teker idaresindeki araçta 1030 koli eşya olduğu halde Gümrük İdaresinin 2060 koli eşya bakımından ve çorba kaseleri için bilirkişinin belirlediği 300.000 lira CİF değer yerine 400.000 lira CİF değer üzerinden hesaplandığı gümrüklenmiş değere itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Hükmolunan tazmini para cezasının sanıklardan tahsil şeklinin gösterilmemesi,
5-Sanık Nadir ......in iddianamede Halime olarak yazılan ana adının nüfus kaydına uygun olarak düzelttirilmemesi,
6-4421 sayılı yasa ile değişik 647 sayılı yasanın 5.maddesinde mahsup miktarlarının her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılacağının öngörüldüğü cihetle, sanıkların tazmini para cezasını ödemede acze düşüp hapse çevrilmesi gereken tarihte yürürlükte olacak yeniden değerleme oranına göre infaz sırasında hesaplanması gerektiği gözetilerek çevrili hapis süresinin gösterilmemesi ancak hürriyeti bağlayıcı cezadan TCK.nun 59.maddesi ile indirim yapıldığından ödemede acze düşmeleri halinde tazmini para cezasından anılan madde ile ve aynı oranda eksiltme yapılarak infazı gereken sürenin belirlenmesi gerektiğine işaret edilmesiyle yetinilmesi yerine çevrili hapis süresinin gösterilmesi suretiyle infazı tahdit eder şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ile müdahil idare vekilinin temyiz dilekçelerinde, sanıklar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre ileride mağduriyetine meydan vermemek bakımından, sanık Salih ...... hakkında Doğubeyazıt Ağır Ceza Mahkemesince çıkarılan 4.5.2001 gün ve 2000/107 sayılı gıyabi tevkif müzekkeresinin geri alınmasına, gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 23.1.2002 günü oybirliğiyle karar verildi.