 |
T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E. 1994/6321
K. 1994/9088
T. 23.9.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
5680 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
CEVAP VE DÜZELTME HAKKI
DÜZENLEYİCİ NİTELİKLİ SÜRE
KARAR ÖZETİ: 5680 sayılı Basın Kanununun 19. maddesinin 3. bendinde öngörülen, Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinin başvuru ve itirazı sonuçlandırması için konulmuş olan ikişer günlük süreler düzenleyici nitelikli süreler, olup, uyulmaması halinde müeyyidesi yoktur. Sürenin kaçırılması halinde de hak kaybı sözkonusu olmaz.
Başvuru ve itirazın mahkemece iki gün içinde karara bağlanmaması halinde, bunu sebep göstererek cevap ve düzeltmeyi yayınlamayan sorumlu yazı işleri müdürü aynı Yasanın 29. maddesindeki cezai sonuçtan kurtulamaz.
Bu itibarla, maddi olayda Sulh Ceza Mahkemesinin tekzip yazısının yayınlanmasına ilişkin kararına vaki itirazı inceleyip itirazı reddeden Asliye Ceza Mahkemesinin iki gün içinde karar vermediğinden bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
(5680 s. Basın K.m.19/3, 29)
5680 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Sermet hakkında yapılan duruşma sonunda, beraatine dair (Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 22.11.1993 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Cumhuriyet Savcısı tarafından süresinde istenilerek, dava evrakı C.Başsavcılığı'nın onama isteyen 31.5.1994 tarihli tebliğnamesiyle Daireye verilmekle; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Usul Yasalarımızda belirlenen sürelerin niteliğini açıklayıcı bir hüküm bulunmamakta ise de uyulmaması halinde doğuracakları sonuçlar yönünden yasalarla belirlenen süreleri genel olarak hak düşürücü süre koruyucu süre ve düzenleyici süre olarak üç gruba ayırmak mümkündür.Bunlardandüzenleyici süre bir işlemin yapılması veya yapılmaması için kanunen tespit edilmiş olmasına rağmen uyulmaması halinde müeyyidesi bulunmamaktadır. Sürenin kaçırılması halinde hak kaybı sözkonusu olmaz. Bu tür sürenin konulmasındaki amaç davanın taraftarından gayrısının işi geciktirmesine sebebiyet verdirmemektedir.
İşte, 5680 sayılı Basın Kanununun 19. maddesinin 3. bendinde Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinin başvuru ve itirazı inceleyip sonuçlandırması için konulmuş olan ikişer günlük süreler de yukarıda açıklanan düzenleyici nitelikte sürelerdir.
Dairemizin yeniden oluşan ve yukarıdaki düşünceyi benimseyen görüşüne göre, gerek Sulh Ceza Mahkemesinin gerekse Asliye Ceza Mahkemesinin iki gün içerisinde başvuru ve itirazı inceleyip karara bağlamamış olması halinde sadece bu nedenle mahkeme kararlarına uymayan yani cevap ve düzeltmeyi yayınlamayan sorumlu yazı işleri müdürünün aynı Yasanın 29. maddesindeki cezai sonuçtan kurtulacağı düşünülmez.
Bu itibarla, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 'tekzip yazısının yayınlanmasına ilişkin kararına vaki itirazı inceleyip itirazı reddeden Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin iki gün içinde karar vermediğinden bahisle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, yerel Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinden görüldüğünden hükmün isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 23.9.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.