 |
T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E:1989/7986
K:1989/13177
T:29.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 1918 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
ÖZET : İthalinin mümkün olmadığını bilebilecek durumda olan sanığın, ticari miktardaki saatleri kaçak olarak yolcu sıfatıyla yurda sokarken, memurun beyanat daveti üzerine "bir miktar saat var demesi" halinde, ittihaz edilmiş mani tedbirler sebebiyle fiil husule gelmediğinden, kaçakçılığa teşebbüs suçu oluşur.
(1918 s. Kaçakçılık K. m. 25)
1918 sayılı Yasaya aykırı davranıştan sanık Bekir hakkında yapılan duruşma sonunda; beraatine dair (Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 16.5.1989 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, müdahil vekili tarafından süresinde istenilerek; dava evrakı C. Başsavcılığı'nın onama isteyen 5.10.1989 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın, 16.3.1989 günü saat 8.55'de Esenboğa Hava Alanı'na inen Türk Hava yolları'nın TK. 108 sefer sayılı uçağı ile İstanbul bağlantılı Singapur'dan gelen uçak yolcusu olarak bir çanta içinde 3500 adet muhtelif marka erkek ve bayan kol saati getirildiği ve pasaport polisinden giriş aldıktan sonra normal yolculara ayrılan muayene peronuna geldiği, görevli memurun, "gümrüğe tabi kaçak ve ticari eşyanız var mı" şeklindeki sorusu üzerine, gerçek miktarını belirtmeksizin "bir miktar saatini var" tarzında beyanda bulunduğu ve çantanın yapılan muayenesinde de ticari miktardaki 3500 adet saatin ele geçirilip ambara alındığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, ancak sanığın transit yolcu peronu yerine normal yola peronuna gelmesi ve muayene memuruna Gümrük Yönetmeliğinin 572 ve müteakip maddelerine uygun olarak iptidaen transit yola olduğunu beyan etmemesi dikkate alındığında, transit yolcu olduğuna dair mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Sanıkta yakalanan 3500 adet muhtelif marka kadın ve erkek kol saatinin ticari miktarda olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Gümrük Yönetmeliğinin 1185 ve mütakip maddelerinde, yola beraberinde getirilebilecek eşya gösterilmekle olup ticari miktardaki eşyanın vergileri verilmek şartıyla dahi yolcu beraberinde yurda sokulması mevzuat bakımından mümkün bulunmamaktadır. Ticari mahiyetteki eşyanın ithalatı Gümrük Kanunu ve bu Kanunun 19 ve 20. maddelerine dayanılarak çıkarılan ithalat rejimi kararı ve İthalat Yönetmeliğinin koyduğu esaslara riayet edilmek şartıyla yapılabilir. Bu esaslara göre yapılacak ithalatda dahi eşyanın, Gümrük Kanununun 54. maddesi uyarınca; cinsi, nev'i, niteliği, tatbikatı kolaylaştıracak suretle gümrük giriş tarife cetvelinin tertip ve tavsiflerine uygun olarak gösterilen giriş beyannamesi ile yetkili gümrüğe beyanı mecburi kılınmıştır.
Şu duruma göre, ticari miktardaki eşyanın beraberinde getirilip ithali mümkün olmadığına ve sanığın da bunu bilebilecek durumda bulunduğuna göre sanığın yolculara gösterilen kolaylıkları bilistifade ticari eşyayı kaçak olarak yurda sokmak amacıyla saatleri beraberinde getirmek suretiyle icra vasıtasını hazırladığı, ancak memurun beyana daveti üzerine saatlerin içinde bulunduğu çantanın aranacağı düşünülerek cins, nev'i ve miktarı belirtilmeksizin "bir miktar saat vay" demek mecburiyetinde kaldığı ve bu suretle kendi feragati ile olmaksızın ittihaz edilmiş mani tedbirler sebebiyle fiilin husule gelmediği ve eylemin kaçakçılığa teşebbüs derecesinde kaldığına nazaran sanığın mahkumiyeti yerine kaçakçılık kastının bulunmadığından bahisle beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazları bu suretle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 29.12.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.