 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E : 2003/644
K : 2003/762
T : 18.02.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KİRA BEDELLERİ KARŞILIĞINDA SENET VERİLMESİ
- TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI
- TAHLİYE DAVASI
818 s. H K/260
Dave temerrüt nedeni ile tahliye ve kira alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait işyerinde aylık 60.750.000.TL bedel ile kiracı olduğunu, kira bedelinin davalının isteği ile sözleşmede 5.000.000.TL olarak gösterildiğini, özel şartlarda kira bedelleri için senet düzenlenip kiralayana verildiğinin belirtildiğini, beş yıllık düzenlenen bu senet-ıtle aylık kiranın 60.750.000.TL olarak yazıldığını, davalının Mayıs-Haziran lan kirasını, keşide edilen ihtarnameye rağmen ödemediğini, temerrüt nedeni ile kiralanandan tahliyesini ve 121.500.000.TL alacağın tahsilini tajep etmiştir. Davalı isticvap davetiyesi tebliğine rağmen yargılamaya katılmamıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği, taraflar arasında akdedilen noter onaylı 2.12.1997 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesinin özel 5. maddesinde "2.12.1997 tarihinden başlayıp beş yıllık süre sonuna kadar kira bedeli karşılığı senet düzenlenmiş ve kiraya verene verilmiştir" yazılıdır.
Kira bedelleri karşılığı kiralayana bono verilmişse, tarafların anlaşmakla kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış olup ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracı verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilemez. Senet bankaya tahsile verilmişse gönderilen ihbarla senedin ödeme yeri borçlu tarafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapılıp, bunlara ilişkin ihtarlar gönderilebilir. Senet tahsile verilmeyip, alacaklının elinde bulunuyorsa, alacaklının borçlunun ayağına gidip, senedi verip karşılığını alması gerektiğinden bu yola gitmeden doğrudan
doğruya ihtarname göndererek iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapması mümkün değildir. Davacı bonoları usulüne uygun olarak icraya koyup takip yapmadığından ve bankaya tahsile vermediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemez. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 18.2.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.