Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan onalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, onalım hakkının tanınmasına ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, Nişantaş Mahallesi Cilt 5, Sahife 420'de kayıtlı binanın 24 no'lu bağımsız bölümünde müvekkilinin paydaş olduğunu, müşterek hissedar Zeki'nin 1/2 payını 1.5.2000 tarihinde davalıya sattığını, bu satışı 9.11.2002 tarihinde bizzat davalıdan duyduğunu, 28.11.2002 tarihinde de tapu sicil müdürlüğüne başvurarak, tapu kütüğünde satışın gerçekleştiğini kesin olarak öğrendiğini, müvekkilinin onalım hakkının tanınmasını, satışın iptalini ve adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, Türk Medeni Kanunun 733. ve Türk Medeni Kanunun Yürürlük ve Uygulama Kanunun 20. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiğini, kaldı ki davacının satışın yapıldığını, iddia ettiği tarihten daha önce öğrendiğini, davanın reddini savunmuştur.

Davaya konu satış işlemi 1.5.2000 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı bu satışı 9.11.2002 tarihinde öğrendiği iddiasıyla 29.11.2002 tarihinde onalım hakkının tanınması istemiyle bu davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 20. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasında toplanmaktadır.

Satış tarihi itibariyle 4722 sayılı Kanunun 20. maddesi hükmü gereğince Onalım hakkı; Türk Kanuni Medenisi hükümlerine tabi olup, satışı öğrenme gününden itibaren 1 ay ve her halde satış tarihinden itibaren 10 yılın geçmesiyle sona erer. Ancak, Türk Medeni Kanununun 733. maddesinde Onalım hakkının kullanılması için iki yıllık süre öngördüğünden, Türk Kanuni Medenisinde öngörülen süre, Türk medeni Kanununda öngörülen süreden daha uzun olmakla, 4722 sayılı Kanunun 20. maddesinin son cümlesi uyarınca Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra sona erecektir. Davanın açıldığı 29.11.2002 tarihinde bu süre dolmamıştır. Mahkemece bu durumda, davalı öğrenmeye nazaran 1 aylık sürenin geçirildiği savunmasında bulunduğuna göre, bu konuda delillerinin toplanması varsa davacının mukabil delillerinin alınması varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972