 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 2002/7781
K: 2002/8158
T: 24.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAHLİYE DAVASI
- SÜRESİZ KİRA AKTİ
· ÖZET: Yeniden inşaat nedeniyle açılacak tahliye davalarında sözleşme süresiz ise, BK. 262. maddesine uygun bir şekilde feshi ihbar yapılmadan açılan davanın süreden reddi gerekir.
(818 s. BK. m. 262)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak dava du-ruşmalı işlerden olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava yeniden inşaat nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, kiralananın bulunduğu binanın yeniden inşa edileceğini iddia ile bu davayı açmıştır. Davalı vekili ise kira aktinin süresiz olduğunu, davacı tarafın Borçlar Kanununun 262. maddesindeki şartları yerine getirmeden dava açtığını, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacılar kiralananın bulunduğu taşınmazı 14.6.1999 tarihinde satın almışlardır. Davalının ise önceki malikle yaptığı sözlü kira sözleşmesi ile kiracı .olduğu anlaşılmaktadır. Kira aktinin 13.1.1986 başlangıç tarihli olduğu taraflar arasında daha önce görülen dava sonunda verilen ve kesinleşen kararla bellidir.
Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık aktin süreli olup olmadığı noktasındadır. Sözleşmenin 6570 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Yeniden inşaat nedeniyle açılacak tahliye davaları 6570 sayılı Kanun ve yerleşen içtihatlara göre süreli kira sözleşmelerinde aktin hitamında ve bir ay içerisinde açılması gerekir. Akit yahut dönem bitmeden veya bir aylık dava açma süresi içerisinde aktin yenilenmeyeceği hususundaki irade kiracıya uiaştırılırsa o dönemin sonuna kadar herhangi bir zamanda tahliye davası açılabilir, sözleşme süresiz ise o takdirde davanın süresinde açılıp açılmadığı Borçlar Kanununun 262. maddesindeki sürelerden yararlanılarak belirlenir. Davanın süresinde açılıp açılmadığı mahkemece resen dikkate alınması gerekir. Bu konuda her türlü delil ibraz ve ikame edilebilir. Davacı, dava dilekçesinde aktin süreli olduğunu bildirmiş, davalı aktin süresiz olduğunu savunmuş, mahkeme sözleşmeyi süresiz kabul ederek tahliye kararı vermiş, bu karar davacı tarafça temyiz edilmemiştir. Davacı tarafından davalıya Borçlar Kanununun 262. maddesine uygun bir şekilde feshi ihbar yapılmadığından davanın süreden reddine karar vermek gerekirken bundan zühulle yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.