 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 2002/7731
K: 2002/7972
T: 17.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: Şufalı payın satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmiş ise, dava açıldığı tarihteki şufah payın değeri mahkemece belirlendikten sonra büküm kurulmalıdır.
(743 s. MK. m. 658)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şufa davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payın iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Şufa hakkı müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın 3. şahsa satılması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma hakkını veren yenilik doğuran bir haktır. Bu hak müşterek mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda vücut bulur ve payın 3. şahsa satılması ile kullanılabilir hale gelir. Şufa hakkının kullanılmasıyla şufa hakkını kullanan ile 3. şahıs arasında kapsam ve şartları satıcı ve davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Şufa hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken yargılama sırasında şufa bedelini depo etmek zorundadır. Şufa bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafın toplamından ibarettir. Ancak Yargılayın yerleşen içtihatlarına göre satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmiş ise dava açıldığı tarihteki şufalı payın belirlenen değeri, şufa bedeli olarak kabul edilmiştir.
Olayımızda; şufalı pay 13.5.1994 tarihinde davalıya satılmış, aradan uzun süre geçtikten sonra 4.7.2000 tarihinde iş bu dava açılmıştır. Aradan geçen bu zaman farkı nedeniyle davalı dava tarihindeki şufalı payın değerinin şufa bedeli olarak kabul edilmesini istemiş, bu konuda keşifler yapılmış ve bilirkişiler dinlenmiştir. Dinlenen bilirkişilerin beyanları arasında değer hususunda çelişki olduğu görülmüştür. Bu nedenle üç kişilik uzman bilirkişiler aracılığı ile yeniden keşif yapılarak şufalı payın dava tarihindeki değeri belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken bundan zühul olunarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görüldüğünden hükmün bozulmasına gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.