 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 2001/8761
K: 2001/8951
T: 19.11.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ŞUFA DAVASI
- MUVAZAA İDDİASI
- DEĞER TESPİTİ
ÖZET: Şufalı pay bedelinin tapudaki kadar olmadığını iddia eden davacının, satış bedelinin ne olduğunu her türlü delille ispatlaması gerekir. Keşif ve bilirkişi raporu tek başına yeterli değildir.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şufa davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, süresinde açmış olduğu dava ile davalının müvekkilinin de paydaş olduğu 1070 parsel nolu parselde 1/2 payı 5.000.000.000.-TL bedelle satın aldığını, davacının şufa hakkını kullanmak istediğini, ancak taşınmazın hektar değerinin 100-150.000.000.-TL olduğundan tapuda gösterilen değere itiraz ettiklerini, gerçek değerinin keşfen tespit edilmesini ve şufalı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tapuda gösterilen bedelin gerçek satış bedeli olduğunu savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile keşfen belirlenen değer üzerinden şufa hakkının tanınarak şufalı payın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Dava konusu 1070 nolu parselde 1/2 pay, paydaş Yakup tarafından 4.7.2000 tarihinde 5.000.000.000.-TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacı tapuda yapılan satış akdinin tarafı olmadığından o akitteki muvazaa iddiasının her türlü delille ispat edebilir. Ancak bu konuda sadece keşif yapılması ve kıyaslama suretiyle değer tespit olunması yeterli değildir. Akdin bedelinin tapudaki kadar olmadığını iddia eden davacının o satıştaki bedelin ne olduğunu öncelikle kanıtlaması gerekir. Keşif ve bilirkişi mütalaası ancak toplanacak diğer delillerin tamamlayıcısı ve bir yan delil olarak değerlendirilmelidir. Dinlenen davacı tanıklarının satış bedelinin ne olduğu yolunda bir bilgileri yoktur. Davalı tanıkları ise savunmayı doğrulamışlardır. Muvazaa iddia kanıtlanmış değildir. Bu durumda mahkemece davacıya şufa hakkını tapudaki satış bedeli üzerinden kullanıp kullanmayacağının sorulması, kullanmayı kabul ettiği takdirde bu bedeli yatırması için uygun bir mehil verilmesi, bu süre içinde bedelin ödenmesi halinde kabul kararı verilmesi gerekirken bundan zühul ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.